Ben büyürken kardeşlerim İzcilerdi. Kümes hayvanları rozeti almaları gerekiyordu, bu yüzden ailem tavuk almaya karar verdi. 36 tavuk vardı fakat hepsi yumurta koymadı. Rastgele bir fazladan yumurta, ebeveynlerimin tanıdığı insanlara satıldı, gelirleri tavuklar için yem almaya gitti.
Tavuk kümesinde takılmayı severdim. Orada geçirdiğim vakit süresince bana Fern de diyebilirdin. Her tavuk için isimlerim vardı ve kişiliklerini biliyordum. Tavuklar diğer topluluk arkadaşları için oldukça ceberrut olabiliyorlar ve ben de bir çok dövüşü ayırmak zorunda kaldım. Tavuklar, yemekten sonra bahçedeki fareleri duyduklarında şişen tüylerine eşlik eden keskin bir gürültüye sahiptir. Tavukların alarm verebileceğini öğrendim. Tavuğun kanatlarını kesmeden onları kırmadan açabildiklerini öğrendim, böylelikle kümesten uçamazlar.
Aynı tavuklarımız vardı, babam domuz yetiştirmeye karar verdi. Bize onlarla arkadaş olmamamız direktifi verdi zira et için kullanılacaklardı. Söylemeye gerek yok, Blackie, Red ve Whitey de tüm dikkatimi çekti. Sırtlarına itme süpürgesi tarafından çizilmelerini severlerdi. Yazın sıcağında saklanmaya bayılırlar. Onlar sual gibi homurdanıyor ve yorum gibi diğer homurdanıyorlardı. Domuzların onlarla tanışmadıkça sırtlarında kaba saçlar olduğunu hiçbir zaman anlamadım. Her birinin bir kişiliği vardı ve biraz ahırdan içeri girdiğimde beni görmeye istekli oldukları köpekler gibi. Merak ettiler ve ziyaretçilerden hoşlandılar.
Bu hayvanlardan harbiden keyif aldım.
Bir keresinde Acil Tıp Teknisyeni olarak görevdeyken bir kazaya - veyahut ineğe çağrıldık. İki siyah inek mezbahadan kaçtı ve hava karardıktan sonra yola koştu. Tepeden aşağı inen bir araba onları görmedi ve birine çarptı. Arabanın yanındaki yolda yatıyordu.
İkinci inek çevrede dolanıp geri dönmeye devam etti; “Hadi, kaçmalıyız!” demek için dürtmek! Sirenler, yanıp sönen ışıklar ve garip bir yerde olmakla beraber arkadaşının yanında bırakmayacaktı.
Çelişki
Bu sene 50 kilo vermeye çalışıyorum. Taktiklerimden biri bilerek ve dikkat dağıtmadan yemek yemektir.
Benim için dikkat dağıtma yok, televizyon yok, yemek yerken okumak yok. Yiyeceklerle dolu bir çatalı almak mananına geliyor ve ağzıma girdiğinde vücudumla birleşiyor, böylece bunun için elimden gelenin en iyisini yaptığımı ve en yüksek besin değerini verdiğimi biliyor. Benden önce sahip olduğumu takdir etmek demek.
Ayrı olarak hanemdeki yiyecek atıklarını da farketmeye başladım. Bu sabah pastırma yerine artık haşlanmış patatesleri ve artık mangal yedek kaburgalarını dilimledim. İki kızarmış yumurta ilave ettim. Her bir yiyeceği ağzıma yerleştirirken oturduğumda, toprağa patateslerin büyüdüğü topraklar için anne topraklarına teşekkür ettim. Yumurtadaki hayat potansiyeli için teşekkür ettim ve beslenmenin hayatımın ömrüne uygulanmasını istiyorum. Hayatını veren domuza teşekkür ettim.
Sonra büyüdüğüm domuzları düşünerek içine daldım.
✅ Enjoy the vote! For more amazing content, please follow @themadcurator for a chance to receive more free votes!