Bilgisayar oyunları, ilgi çekici videolar günümüzde eğlenmek ve boş vaktini değerlendirmek isteyen yüz milyonlarca insanın başvurduğu vazgeçilmez hobilerden. Görsel efektleri, aksiyon sahneleri ve sıra dışı senaryoları bilgisayar oyunlarını diğerlerinden çok daha cazip kılıyor. Özellikle çocuklar ve gençler macera, spor, yarış, savaş ve strateji gibi çeşitli içeriklerdeki bilgisayar oyunlarından büyük bir zevk alıyorlar.
Elbetteki oyunların ve kısa filmlerin pek çok faydalarının olduğu açık bir gerçek. Bu sayede çocuk ve gençlerin zekaları ve yetenekleri gelişiyor, genel kültürleri artıyor. Ancak tartışma konusu olan önemli bir husus var ki o da sanal dünyada gittikçe artan şiddet telkinin çocuklar ve gençler üzerinde oluşturduğu psikolojik yıkıcı etki. Pek çok psikolog, sosyolog, eğitimci, iletişimci ve akademisyen bu görüşte hemfikir. Nitekim dünya genelinde milyonlarca çocuğun ilgisini çeken bilgisayar oyunlarının büyük bir bölümü şiddet içerikli.
Şiddeti teşvik eden hatta intihara kadar sürükleyen oyunların yanı sıra videoların sayısı da oldukça fazla. ‘Choking Games’, ‘Fire Challenge’, ‘Eyeball Challenge’, ‘Human Embroidery’, ’48 Hours Challenge’ bunlardan bazıları.
Şiddet içeren oyunları oynayanların ve filmleri seyredenlerin zamanla agresifleştikleri ve çeşitli davranış bozuklukları sergiledikleri biliniyor. Uzmanlar ahlaki davranışları körelten, nefret ve düşmanlığa sevk eden, başkalarına karşı duyarsızlaştıran ve saldırganlığa yol açan bu oyunların bağımlılık oluşturduğuna ve zarar verici eylemleri teşvik ettiğine dikkat çekiyorlar. Sürekli olarak bu oyunları oynayan ya da filmleri seyreden çocuklar ve gençlere bir süre sonra ateş etmek, öldürmek, kendine ya da başkalarına zarar vermek normalmiş gibi geliyor.
Bu konudaki son örneklerden biri Çin’de yaygınlaşan ve oldukça düşündürücü yeni bir akım: İnsan nakışı (human embroidery) yani insanların kendi üzerlerine dikiş motifleri yapıp resimlerini yayınlamaları. Bunun yasaklanmış bir Japon karikatüründen esinlenmiş olduğu ve 'Mavi Balina' adlı kendine zarar verme ve intihar 'oyunu'nun oluşturduğu bir trendi takip ettiği düşünülüyor.
Rusya'da geliştirilen ve sosyal medya üzerinden tüm dünyaya yayılan Mavi Balina (Blue Whale) en çok tartışılan oyunlardan biri. Çin, Hindistan, İran, İtalya, Suudi Arabistan, Türkiye, ABD gibi dünyanın pek çok farklı köşesindeki çocuk ve genç intiharları bu oyunla ilişkilendiriliyor.
Özellikle 10-14 yaş arasındaki çocukları hedefleyen Mavi Balina oyununa katılanlardan şiddet içeren 50 talimatı yerine getirmeleri isteniyor. 50 gün süren bu oyunda kol ve bacaklarda kesikler oluşturma, kimse ile görüşmeme, yüksek sesli müzik dinleme gibi komutlar yer alıyor. 50 günlük sürenin sonunda ise oyunu oynayan kişiye yüksekten atlayarak ya da kendini asarak intihar etmesi için emir veriliyor.
Oyun yasaklamalara rağmen sosyal medya aracılığıyla tüm dünyada yayılmış durumda. Üstelik Mavi Balina tek örnek değil, bunun gibi, gençleri şiddet ve intihar batağına çekebilecek daha yüzlerce kaynak var. Ölmeyi ve öldürmeyi teşvik ederek, insanları yanlış bir cesarete yönelten bu gibi filmleri ve oyunları yasaklamak da aslında tam bir çözüm oluşturmuyor. Bu konuda farklı yöntemler denenerek sorunun önü alınmaya çalışılıyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ebeveynlerin çocuklarını Mavi Balina'dan nasıl koruyabileceklerine dair bir tavsiye listesi yayımladı. Bu bildiride ailelerin, çocuklarının etik olmayan davranışları ve şiddeti özendiren sitelere değil, yaşlarına uygun faydalı sitelere girdiklerinden emin olmaları ve çocuklarının interneti yalnızca ailenin ortak paylaştığı bir alanda bulunan bilgisayar üzerinden kullanmalarını sağlamaları tavsiye ediliyor. Ayrıca ailelerin çocuklarıyla sık sık konuşmaları ve onlarla yakından ilgilenmeleri gerektiği de belirtiliyor.
Mavi Balina oyununun şiddet ve intihar teşvikine karşı Portekiz'de geliştirilen Pembe Balina gençleri pozitif davranışlara teşvik ediyor. Bu oyun iyiliğin de internet üzerinden yapılabileceği kuralı üzerine kurulu. Pozitif bir ruh hali, kendini ve başkalarını sevmek, yeni arkadaşlar edinmek, zor durumdaki insanlara yardım etmeye teşvik bu oyunun kurallarından bazıları.
Her türlü teknik ve hukuki yasağa, denenen farklı yöntemlere rağmen şiddeti özendiren filmlere ya da oyunlara kolaylıkla erişim sağlanabiliyor ve bu tuzağa düşen gençlerin sayısı da artıyor. Bu gerçek de sorunun çözümünde ailelere büyük sorumluluk düştüğü gerçeğini ortaya koyuyor.
Güçlü ve sıcak bir aile bağı içinde sevgi ve saygı görerek yetişen çocuklar huzurlu ve dengeli bir iç dünyaya sahip olurlar. Bu bağın eksikliğinde ise çocukların ailelerinden ve sosyal ortamlarından koparak sanal dünyadaki yanlış akımlara yönelmeleri kaçınılmaz oluyor.
Ailelerin çocuklarına güçlü bir kişilik ve güzel ahlak kazandırmaları son derece önemlidir. Bu yönde bir eğitim almadan yetişen çocukların ve gençlerin, yalnızca maddiyata önem veren, sevgisiz, kendilerinden başka kimseyi umursamayan, en ufak bir zorluk karşısında yıkılan, umutsuz ve karamsar bir ruh haline bürünüp yaşama sevinçlerini kaybeden, psikolojisi bozuk ve her an suç işlemeye hazır bireyler haline gelmeleri olasıdır. Çocuklar güzelliklerden zevk alan ve çevrelerindeki tüm canlılara güzel ve pozitif davranmayı düstur edinen maneviyatı güçlü bireyler olarak yetiştirilmelidir. Böyle çocukların ruhsal bir boşluğa düşmeleri, kötülük ve sapkınlığa yönlendiren tehlikelere karşı açık olmaları da mümkün olmaz.
Bugün ‘mavi balina’ ya da “insan nakışı” tehlikesi var, dün başka bir tehlike vardı yarın başka bir tehlike ortaya çıkacaktır dolayısıyla önemli olan sorunun kökenine inip ve çözümünü de buna göre analiz etmektir.