Image: Fotolia
Büyük Savaş, imzalanan ateşkesin devreye girmesi ile 1918 yılının Kasım ayının 11. gününün 11. saatinde bitti. Bu çatışmasızlık savaşın sonunu haber veriyor olsa da, bir dizi başka yıkıcı etkinin ortaya çıkmasına da sebep olacaktır: Bu kez yok olacak olanlar ise zenginlik ve birikimlerdir.
Versay Antlaşması
Arşidük Franz Ferdinand’ın öldürülüşünden beş yıl sonra imzalanan Versay Antlaşması, Almanya ile Müttefik Kuvvetler arasındaki savaş halini resmen sona erdirmiştir.
Almanya’ya dayatılan anlaşma şartları ülkeyi şunları kabule zorlamıştır:
- Savaşın sorumluluğunu yüklenmek
- 6.6 milyar sterlin tutarında tazminat ödemek (günümüzün parası ile 442 milyar Amerikan doları)
- Avrupa ve kolonilerindeki topraklardan vazgeçmek
- Almanya’nın denizaltı veya hava kuvvetleri oluşturmaktan men edilmesi, ayrıca kara ve deniz kuvvetlerine sınırlama getirilmesi
- Fransa ve diğer ülkelere komşu Rhineland bölgesinin tamamen askerden arındırılması
“Bana kalırsa savaşın genel masraflarının Almanya’dan zorla alınmasına yönelik harekat, devlet adamlarımızın sorumlu oldukları en akılsızca siyasi hareketlerden biridir.”
– John Maynard Keynes, İngiltere Hazine temsilcisi
Keynes, tazminat olarak istenen meblağın, Almanya’nın ödeyebileceğinden kat kat fazla olduğuna inanıyordu. Bunun küresel finans sisteminde ciddi dengesizliklere yol açağını düşünüyordu.
Tetikleyiciler
1. Almanya savaşın başlarında Mark’ın altına çevrilebilme statüsünü askıya almıştı. Bu sebeple aynı para biriminin ayrı sürümleri ortaya çıktı.
Altın Para (Altın Mark, Goldmark): 2790 markın 1 kg saf altına denk olduğu altın standart ile desteklenen sürümüne Altın Para denmektedir. Bu şu anlama geliyordu:
1 ABD doları = 4 Altın Para, 1 İngiliz Sterlini = 20.43 Altın Para
Kâğıt Para (Papiermark): Kâğıda basılı sürüme Papiermark adı veriliyordu. Savaşı finanse etmek için bunlar kullanılıyordu.
Almanya’nın matbaaları işleyeceğinden çekinen Müttefik Devletler, tazminatın Altın Mark ve eşdeğerde ham madde olarak ödenmesi gerektiğini belirtmişlerdi.
2. Ağır Borç
Tazminattan önce dahi Almanya çok ciddi bir borç altındaydı. Savaşın kazanılacağı ve kaybedenlerin faturayı ödeyeceği umuduyla ülke savaş boyunca bulabildiği tüm borcu toplamıştı.
Geçmiş borçlar ile tazminatlar üst üste eklendiğinde toplam borç Almanya’nın GSYH’sini geçiyordu.
3. Ödemenin imkansız oluşu
Ödemelerin yükü ağırdı. Ülke ekonomisi savaş sebebiyle yara almıştı. Almanya’nın en verimli tarım toprakları olan Batı Prusya ile Saar kömür yataklarının kaybı durumu ağırlaştırıyordu.
Yabancı spekülatörler Almanya’nın borç ödeme kabiliyetine duydukları güveni kaybetmeye başladılar ve Mark’ın düşeceğine oynamaya başladılar.
Yabancı bankalar ve işletmeler kendi para birimleri karşılığında, gitgide artan miktarda fazla Alman parası istemeye başladılar. Almanya’nın başka ülkelerden gıda ve ham madde alması çok masraflı bir hale geldi.
Almanya tazminat ödemekte kullandığı yabancı parayı satın almak için seri olarak banknot basmaya başladı.
4. Ruhr’un işgali
Kömür ve kereste ödemelerinde defalarca gecikme yaşanması üzerine Şavaş Tazminatı Komisyonu yaptığı oylama ile Almanya’nın en önemli endüstriyel alanlarını (Ruhr) işgal ederek ödemeleri güvence altına almaya karar verdi.
1923 Haziranında Fransız ve Belçika askerleri bölgeyi istila ederek Ruhr İşgal Harekâtını başlattılar.
Alman yetkililer pasif direniş ruhunu canlı tutmaya çalıştı ve işgalcilere yardım edecek “hiçbir şey yapmamaları” için işçileri uyardı. Bir başka deyişle Ruhr’da genel grev hali vardı ve Almanya’nın en önemli sanayi bölgelerinden birinin sağladığı gelir yok olmuştu.
Bütün bunların üstüne grevdeki işçilerin ücretlerini ödemek için daha da fazla banknot basmak gerekiyordu.
Hiper Enflasyon
Savaşın sona ermesinden sadece iki yıl sonra, Papiermark asıl değerinin yalnızca %10’una sahipti. 1923 sonunda tek bir tane altın mark almak için 1 trilyon kâğıt mark gerekiyordu.
Nakit olarak tutulan tüm birikimler değerini kaybetmişti. Tasarruf eden tutumlu Alman orta sınıfı açıklanamaz bir biçimde cezalandırılmıştı.