İngilizcenizi bu yolla geliştirin: Üretin!

in #language7 years ago (edited)

Çoğumuz on yaşından itibaren dokuz yıl eğitimini aldığımız İngilizceyi etkili kullanabilmekte sıkıntı yaşıyoruz. Bu dokuz yılın sonunda bir noktaya geliyoruz ama belki de tam da ihtiyacımız olduğu gibi kullanamıyoruz ya da olduğumuz yerde kalıyoruz. Bence doğru soru nasıl İngilizce öğrenirim değil İngilizcemi nasıl geliştiririm olmalı? “İnsanlar Sen nerede öğrendin İngilizceyi?” sorusunu sorduklarında sanki İngilizce ile ilgili bütün süreci tamamlamışım da onu nasıl yaptığımı soruyorlar gibi bir algı oluşuyor. Oysaki “Nasıl geliştirdin İngilizceni?” sorusuna verilebilecek çok cevap var. Konu geliştirmek veya gelişmek olunca da bunu sağlamanın yolu ise karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmekten geçiyor. Gelişim kademeli bir süreç olduğu için ve bu süreçte birçok zorlukla karşılaşılacağı için hali hazırda önünüzde duran engeli aşıp bir sonraki engele daha güçlü gelmek gerekiyor.

Bunu yapabilmenin tabi ki birçok yolu var. Bence en faydalı yolu ise üretmeye çalışmak. İngilizce yeterliliği uluslararası düzeyde belgelendirmek için yapılan IELTS ya da TOEFL gibi sınavların yapısına göz atalım. Bu sınavlar ülkemizdekilerden (YDS, YÖKDİL vb.) farklı olarak dört ayrı alanda sizden yeterliliğinizi göstermenizi beklerler. Bir olayı dinleyip çıkarımlar yapmanız, bir metni okuyup yorumlayabilmeniz, size verilen bir konu hakkında sözlü ve yazılı olarak tartışabilmeniz gerekmektedir. Her ne kadar okuma ve dinleme de size bir şeyler ürettirmeyi amaçlasa da bu konuda özellikle konuşma ve yazma kısımları sizden çok daha fazlası beklenir. Okuma ve dinleme kısımlarında genellikle size bir metin veya ses kaydı verilmiştir ve bunları yorumlayarak yine size verilmiş şıklar içerisinden seçimler yaparsınız. Ancak yazma ve konuşma kısımları üretim açısından çok daha karmaşıktır, elinizde çıkarım yapabileceğiniz yalnızca bir konu başlığı ya da soru vardır. Sizden beklenen ise bu az miktardaki kaynaktan düzenli ve derinlikli bir üretim yapmanızdır.

Yani konuşarak ve yazarak üreteceğiz. Gelişimin koşutu olan zorlanma işte burada karşımıza çıkıyor.

Yazarak ve konuşarak üretip gelişmeye çalışacaksak bunda nasıl bir yol izlemeliyiz? Bunun bence en etkili yolu sizin için anlam ifade eden bir konu hakkında çalışmanız. İlgi alanlarınız, zevkleriniz ya da size ilişkin yazılmış yazılar... Kısaca zaman geçirirken sıkılmayacaklarınız. Ya da yapmakta iyi olduğunuzu düşündüğünüz herhangi bir şey hakkında bir yazı yazmak faydalı olacaktır. Tabii bunun için birkaç farklı kaynağa ulaşmalı ve bunlarla zaten zihninizde hazır bekleyen fikirlerinizi birleştirerek kompleks bir metin oluşturmaya çalışmalısınız. Konuyu kendiniz seçtiğiniz için zaten sıkılmayacaksınız ve üzerine derinleşebileceksiniz. Belki de o ilgi duyduğunuz veya hâkim olduğunuzu düşündüğünüz konu hakkında daha önce duymadığınız yeni bilgiler edineceksiniz.

Örneğin şunları yapabilirsiniz; tuttuğunuz takım, yaptığınız spor, gezmek isteğiniz bir yer, hayranı olduğunuz bir sanatçı hakkında okumalar yaparak başlayabilir veya İngilizce yayın yapan tanınmış gazetelerin herhangi birinin arşivine basitçe “Turkey” yazarak ülkemiz hakkında çıkan yazılara göz atabilirsiniz. Ben de basketbol ve tenis ile ilgilendiğim için sürekli NBA TV’yi izler, Vikipedi’deki Federer sayfasını neredeyse ezbere bilirdim. Aslında ilginizin, zevkinizin peşinden gidin demenin sebebi şu: duygularınızı harekete geçirmek. Belki de bugüne kadar ders çalışmak -dolayısıyla İngilizce çalışmak- sizin için stres yaratan bir durumdu. Bu yüzden zaman geçirirken mutlu olacağınız ya da belki de tam tersi kızacağınız bir konu o yazıda öğrendiğiniz kelimeleri unutmamanızı sağlayabilir. Şöyle düşünün: az önceki örnekten yola çıkalım, o tanınmış gazetenin arşivinde “Turkey” yazdınız ve karşınıza birkaç yazı çıktı. Bir de baktınız ki yazının biri sizin hiç katılmadığınız bir konuda, size göre ağır bir şekilde Türkiye’yi eleştiriyor. Bana sorarsanız o yazı sizin gelişiminiz için çok şey vadediyor. Çünkü o yazıda söylenenler üzerine yoğunluklu bir şekilde düşünecek ve öğrendiklerinizi unutmayacaksınız.

İlk aşamada konuşma yerine yazmayı denemenin daha faydalı olacağını düşünüyorum. Her iki eylemde de temel amaç anlamlı bir ileti yaratmak. Yazma, çalıştığınız konu üzerine düşünme açısından daha uzun zaman tanıdığı için başlangıç aşamasında tercih edilmeli. Tabii ki ilerleyen aşamalarda bu süreyi de kısaltmanız gerekecek.

Peki, yazmayı tamamladınız ve noktayı koydunuz. Gelişim için gerekli olan adımların birini attınız. Tüketici ürüne veya hizmete ulaştıktan sonra artık kalite beklemeye başlar. Siz de artık üretiminizi yaptınız, bu sebeple de kaliteyi arttırmalısınız. Hemen yazınızı bitirdikten sonra olmamak koşulu ile yazınızı tekrar okuyun veya başkasına okutun. Yazım yanlışı, cümle düşüklüğü gibi yapısal eksiklikler olabilir. Bunları ortadan kaldırın.

Edebi olarak zenginleştirmek içinse kullandığınız kelimeleri gözden geçirin. Daha iyi nasıl ifade edebilirsiniz bunu araştırın. Bu kelimelerin eş anlamlılarını bulmaya çalışın ve hangisinin metnin bağlamına uyduğunu tespit etmeye çalışın. Bunu anlamak biraz zaman alabilir. Okuduğunuz metinlerde bu kelimelerin nasıl kullanıldığını takip ederek bunu daha hızlı kavrayabilirsiniz.

Metne dönüp baktığınızda birkaç kelime ile ifade ettiğiniz kavramları düşünün. Bunları daha iyi ifade eden tek bir kelime var mı, araştırın. Bunlar genellikle make, have, get ve do fiilleri ile çeşitli kelimelerin birlikte kullanılması ile ortaya çıkarlar. Bu kullanım şekli özellikle konuşurken hızlı bir şekilde aklımıza gelmeyen eylemleri ifade ederken oldukça etkili olsa da, yazdığımız yazılarda bunların sayısını azaltarak yerlerine daha profesyonel, jargona uygun kelimeler kullanmak daha iyi olacaktır. Örneğin;

During the last couple of decades, the proportion of technology has dramatically increased in our lives with the emergence of smart and inter-communicable devices. That communication feature makes the process of production of knowledge and services faster and cheaper than ever.

Yukarıdaki pasajda make(yapmak) fiilinin cheaper(daha ucuz) ve faster(daha hızlı) sıfatları ile kullanıldığını görüyoruz. Bu cümle “The communication feature decreases the costs and accelerates the production process of knowledge” şeklinde kullanılabilir.

To make cheaper…… to decrease the cost
To make faster……. To accelarate

Son olaraksa, kullandığınız grameri zenginleştirmelisiniz. Farklı gramer yapılarını kullanmak zaten kaliteli yazıların bir özelliği olmakla beraber sizi okuyan ya da dinleyenlerde dile hâkim olduğunuz kanısını oluşturacaktır.
Bu yazıda kısaca İngilizcenizi geliştirebilmek için etkili bir yol olduğunu düşündüğüm “üretmekten” bahsettim. Aslında söylemeye çalıştığım şey ise kendinizi ifade etmeyi denemeniz. Tabi ki bunu IELTS ya da TOEFL gibi sınavlar için yapacaksanız birtakım kurallara da uymanız gerekiyor. Bunlar hakkında ilerleyen zamanda bir yazı paylaşmayı düşünüyorum. Ancak henüz bu kurallar olmadan da yazmaya başlamak sizin için hiç fena bir başlangıç olmayacaktır.

Eğer sizin de İngilizcenizi geliştirmek için kullandığınız başka üretim yöntemleri varsa yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Sort:  

@anyotherway, I gave you an upvote on your post! Please give me a follow and I will give you a follow in return and possible future votes!

Thank you in advance!