Komşu Kızı Ankara' yı Kazanmış
“Zor bir karar diye adlandırdığınız bir aşamaya geldiğiniz vakit ya da herhangi bir probleme bir çözüm bulamadığınızda hemen o konuda yapıcı olarak düşünmeye başlayın. Eğer korku ve endişe duyuyorsanız, bunu düşünmekten saymayın. Gerçekten düşünmek demek, korkulardan bağımsız olmak demektir.”
Bu mükemmel sözlerin sahibi Joseph Murphy. Evet azizim hemen tanıdık geldi değil mi. Murphy kanunları diye adlandırdığımız sözlerin sahibi bu abimiz işte. Onları da bir ara açın okuyun hepsini gerçekten çok değişik tespitler. Bi tanesi vardı mesela şuan hatırladığım. "Hayattaki en güzel şeyler: Ya kanun dışı, ya ahlak dışı ya da şişmanlatıcıdır."
Biz bir konuda karar verirken azizim genelde hep korku veya tedirginlik içinde karar veriyoruz. Bizim toplum için konuşuyorum yani. Elin Norveçlisi nasıl karar veriyor bilemem. Biz kararlarımızda kendimizden daha çok başkalarının ne düşüneceği üzerine koşullanmışızdır. Bizi böyle büyütmüşler. Ve eğitim sistemimiz de bunu iyice körüklemiş. Oraya pek ayrıntılı inmeyeceğim. Daha çok toplumdaki bu koşullanmayı ve bunu nasıl çözebileceğimiz üzerine konuşacağım.
Mesela ailelerin çocuklarına başkalarını örnek göstermeleri ziyadesiyle yanlış ve bu koşullanmayı zamanla içten içe etkileyen şeylerden biridir. İleride çocukta, karar verirken, komşunun çocuğu o bölüme gitti diye onu bana övmüşlerdi o zaman ben de o bölüme gideyim anlayışı bilinçaltından usulca düşüncelerine sızar. Aile eğitimi bu anlayışı etkileyen faktörlerden biridir.
Bunlar Babadan Oğula Nesil
Bizim toplumdaki bu bahsettiğim "elalem ne der" koşullanmamız büyük ölçüde dini sebeplere dayanıyor. Ama oraya da fazla girmeyeceğim. Sadece şunu söyleyebilirim ki insanların dini, yaşayış şekillerini birbiri ile kıyas etmesi ve toplumdaki cahilliğin de etkisiyle bu kıyaslamanın zamanla bir dedikodu ortamından çıkıp insanların hayatlarını etkileyecek kadar büyük seçimlerde bile rol oynaması bu "elalem ne der" anlayışının yayılmasındaki en büyük sebeptir.
Bir de bu anlayışın bizden önceki nesillerde bize göre bir tık daha fazla olduğunu da göz önüne alırsak, yaşadığımız yerin de bunda etkisi olduğunu görürüz. Yani eskiden insanlar köy gibi daha içli dışlı yerlerde yaşadıklarından, birinden bir şey saklayacakları zaman bunu çok daha etkili bir içgüdüyle daha fazla heyecanla yapıyorlardı. Şimdi artık şehirleşme oranı arttıkça insanlar birbirinden uzaklaşmaya başladı. Yani saklayacak sırlar daha kolay saklanabilir hale geldi.
O yüzdendir ki azizim bu anlayışın yeni nesilde azaldığını, çoğu konuda başkalarının ne düşüneceğini takmadan kendi başına karar verebilmelerini görmek, toplumun gidişatındaki mutluluk verici nadir olaylardandır. Kişi yanlış karar verebilir. Ama kişinin yanlış karar vermesi, toplumun gözünü boyamak için kendi iradesine kıyıp sözde doğru karar vermesinden iyidir. Zaten insan biraz kendini bilen biriyse eğer toplumun ne düşüneceğinden çok verdiği kararın kendisini nasıl etkileyeceğini düşünür. Toplum ona baskı yapsa de yapmasa da o yine kendi kararını verecektir. Zaten insan cahilse ona bütün herkes baskı yapsa dahi kendi için doğru olan kararı vermez genelde. Ki bu durumda bile başkalarının onun adına karar vermeye hakkı yoktur.
Çay Yok Bok İçin
Bir söz vardı tam hatırlamıyorum ama verdiğiniz kararı herkes destekliyorsa o sizin için yanlış olandır gibi bir şeydi. Yani ne kadar çok karşınızda olan varsa o kadar doğru yoldasınız demektir. Tabi her zaman geçerli değil bu ama genelde öyle bence özellikle bizim toplumumuzda. İnsanın hayat hakkındaki seçimlerini tamamen kendi başına özgürce yapması, yanlış kararlar verdiğinde dahi ona sayısız tecrübe ve bilgi kazandırır.
Richard Carlson diye bir adamın bir sözü var diyor ki:
Daha huzurlu bir yaşam sürmenin yolu, hangi alanlarda savaşıp hangilerine hiç bulaşmadan başımızı çevireceğimize bilinçli olarak karar vermektir.
Kendi başımıza, bilinçli bir şekilde ve "elalem ne der" anlayışından tamamen koparak karar verebilmek için karar anında sakinleşmeli ve beynimize tüm vücudumuzu sakinleştirmesi emrini vermeliyiz. Biz ne dersek beynimiz onu yapacak zaten. Böylelikle yalnız ve parazitlerden uzak bir şekilde karar verebiliriz. Bir söz daha vardı internette gördüğüm bu konuya cup diye oturacağını düşünüyorum. Zamanında ekran görüntüsü almışım.
Organize edilmiş yalnızlık içinde alınan kararlar ve yapılan gözlemler ilginç bir şekilde yüzde yüz doğru çıkıyordu... Sis kalktığında, doğru çözüm net olarak gözlerinin önündedir.
O sisi kaldırmak bizim elimizde yani azizim. Fikir almak olayı güzeldir hoştur yapılması gerekir ama nihayetinde kararı kendiniz vermeli ve bunu başkalarının bunun hakkında ne düşüneceğini zerre umursamadan yapmalısınız. Kendi başınıza yaptığınız hatalardan, başkalarının etkisiyle yapılan doğrudan daha çok kazanım elde edersiniz bunu unutmayın. Birileri size baskı yaptığında da bunu kibar bir şekilde reddedip kendi yolunuza bakın.
Bu size en çok mutluluk veren ve sizin içinizdeki gücü ortaya çıkaran şey olacaktır. Elalem bok içsin azizim siz demli çayınızın ve kararlarınızın keyfine bakın. Kendinize iyi bakın. Elalem Ne Der Ltd. Şti. ye de asla bulaşmayın.
Image source 1: https://www.pexels.com/photo/grayscale-photography-of-two-person-biking-163305/
Image source 2: https://www.pexels.com/photo/people-eiffel-tower-lights-night-5156/
Image source 3: https://www.pexels.com/photo/adult-audience-celebration-ceremony-260907/
Image source 4: https://www.pexels.com/photo/adult-backpack-backpacking-boardwalk-562623/
Gerçekten tr tagi altinda okuduğum en güzel yazılardan biri olmuş. Emeğine sağlık güzel araştırıp cok da akıcı bir şekilde ifade etmişsin. Dediğin gibi elalem ne der ltd küçülüyor keşke bu küçülme ile birlikte bu bana yakışır mı ltd de büyüse, insanlar kendilerine yakışanı ayırt edebilseler. Türk insanının gerçekten ahlaki olarak kat etmesi gereken çok yolu olduğunu düşünüyorum. Çevreden çok çabuk etkilenen bir toplum yapımız var, ve ne yazık ki çevrede de çok yanlış örnekler var.
evet ahlaki anlamda zayıfız. insanlar birbirine saygı göstermiyor. herkes asabi. kitap okumuyoruz. gezmiyoruz. hobilerimiz yok. batının bilimini almak yerine modasını alıyoruz sadece. özentilik çok. ama zamanla bunun da düzeleceğini umuyorum. insanlar kültürlendikçe kendine yakışanı ve yakışmayanı daha iyi ayırt edecektir.
bu arada teşekkür ederim azizim bu güzel yorum için
Çok güzel tespitler bunlar ve ancak, bu kadar net ve sade anlatılabilirdi, keyifle okudum...
teşekkür ederim azizim, sağolun
Dönüp dönüp okuyacağım yazılardan biri oldu bu. Başlık ve içerik harika. Tespitleri ve toplumumuz adına yapılan öz eleştiriyi çok kıymetli buldum. Emeğiniz için teşekkürler..
ben teşekkür ederim azizim sevindim beğendiğinize.
Başarılı bir çalışma.. emeğinize sağlık.. çok güzel ifade edilmiş bir konu ve anlatım.. böylesi yazılara toplum olarak ihtiyacımız olsa gerek!...
teşekkürler azizim