İN ÖZÜ VADİSİNDE KAHVE YAŞAYAN MÜZE DE KURŞUN DÖKTÜRMEK:)

in #life8 years ago

Mayıs ayının ilk haftası, kızımın okul gezisi, çok istemesem de sırf kızım arkadaşları ile anı biriktirsin diye gitmeye karar verdim. İstemiyorum diyorum ama hazırlanırken fark ettim ki ben kızımın heyecanına çoktan kaptırmışım kendimi.
Anne-kız iki günlük gezi için, minik valizimiz neredeyse on dakika çerisinde hazırdı. Gece on iki gibi yola çıktık, yol boyunca çocukların kahkahaları, çığlıkları zaman zamanda kavgaları ile sabah nasıl oldu anlamadık. Sabah saat dokuz gibi Beypazarı İn özü vadisinde idik.
Aman Tanrım nasıl bir güzellik bu, vadi resmen cennet, neredeyse bütün Ankara hafta sonu kahvaltısı için vadiye akın etmiş. Yol boyu birbirinden güzel tesislerin içerisinden Zindancık tesislerinde mola vermeye karar verdik.

beypazarı.png

Gözleme, taze domates, salatalık, enfes peynirler ve sınırsız çay ile kahvaltımızı yaparken temiz hava, yeşillik iştahımızı çok açmış olmalı ki, ne kadar yediğimizi fark edemedik. Kahvaltı sonrası bol köpüklü kahve ve Beypazarı sodası keyfimiz zirveye ulaşmıştı ki, dereye giren çocukların çığlıkları ile sarsıldık, ayak bileklerine kadar gelen suyun içerisine ki taşlara basarak bir o tarafa bir bu tarafa geçen çocukların doğa ile buluşma kahkahaları yeri göğü inletiyordu.

beypazar1.png

Molanın ardından, on beş dakika sonra, Beypazarı’na ulaştık. Pazara girdiğimiz an, esnafın güler yüzü, bozulmamış şifresi, ikram ettikleri havuç ve karadut suyu eşliğinde, Beypazarı kurusu, kuru meyveler ve tatlılar ile bir şölen havasında yiye içe Yaşayan Müze’ye ulaştık.
İkinci kata çıktığımızda bizi başka bir sürpriz bekliyordu, müzeyi gezdirmek için görevli rehberin, yöresel kıyafeti ve elinde bir baston ile tak tak yere vurarak, yarı sert bir ses tonu ile bizi karşılamasına önce şaşırdık sonrasında yöresel şive ile anlattığı masala hayran kaldık. Çocukların ebru sanatını ve ıhlamur ağacı baskısını yapmalarını keyif ile izledik.

beypazarı2.png

Sıra gelmişti “kurşun döktürmeye” , Kurşun döktürmek bizim adetlerimizdendir. Nazar, kaza, bela olmasın diye yaptırılan bir inanıştır. Tabi ki hepimiz kurşun döktürmek istedik, bizim için sıradan olan çocuklar için olağanüstü idi, her ne kadar batıl olsa da, çocukların tüm gelenekleri görmesi bilmesi gerekir diye düşünüyorum.
İşin aslı, inanıp inanmamak kişiye bağlı olmasına rağmen, herkes için eğlenceli bir etkinlik. Kızgın közde tava içerisinde kurşun eritiliyor, eritilen kurşuni yaptıran kişinin başının üzerinde soğuk suya dökülüyor, bu işlem yapılırken işlemi yaptıran kişinin üzeri beyaz bir çarşaf ile kapatılıyor ki bir kaza bela olmasın diye, soğuk ile buluşan sıcak kurşun anında sertleşiyor ve değişik şekiller alıyor. Kurşunun aldığı şekle göre, yorumlama yapılıyor, sonra suyu el batırılarak yüzlere hafifçe serpiliyor, bir tarafta da tütsü ateş üzerinde yakılarak hazır hale geliyor, tütsüde baş çevresinde üç kere döndürülerek, güzel dilekler dileniyor böylelikle kurşun döktürme işlemi tamamlanmış oluyor.
Sıra bize geldiğinde, kızım oldukça heyecanlı bir o kadar da çekingendi, acaba kurşun bir tarafımı yakar mı diye, kurşunumuzu döktürdük, tütsümüzü tüttürdük, kazadan beladan, nazardan, kötülüklerden uzaklaşarak. Bahçede, cıvıl cıvıl insanların arasına katılıp, mavi gökyüzüne bakıp, baharın güneşinin bizi kucaklamasına izin verirken, kakuleli kahvelerimizin mis gibi kokusu ile buluştuk. Burası tam anlamı ile gelenekleri, görenekleri, yiyecekleri, içecekleri ile yaşayan bir müze!

Sort:  


I support the tr community.
The Korean community was also small.
But now it's getting bigger.
You are the Pioneer of the tr community who wrote this article.
cheer up!I am @sochul of the Korean community.