Cahil Cesareti - Dunning Kruger Sendromu ( What is Dunning-Kruger Syndrome ? )

Pek çoğumuzun iş hayatında veya günlük yaşamlarında karşılaştığı, rahatsızlık duyduğu ve çoğu zamanda sinir olduğu bir insan modelinden bahsetmek istiyorum. Bir birey düşünelim, her şeyin en iyisini bildiğini zanneden, karşısındakinin bilgi birikimini veya eğitimini küçümseyen, bilgisizliğini veya yetersizliğini kabul etmeyen, bu durumunu görmezden gelen, hiyerarşi düzenine zalimce uyum sağlayan, kendi içerisinde tutarsız olan ve bu tutarsızlığını hiç bir zaman kabul etmeyen, kendi inandığı doğrunun mutlak suretle geçerli olduğunu kabul eden, sizin doğrularınız ile kendi doğruları ters düşer ise kendi doğrusunu size kabullendirmek için her yolu deneyen, hırslı, acımasız ve cahil.

Şimdi bu bireyin toplumsal yaşam içerisinde etkin yetkiler ile donatılmış görevlerde yer aldığını, vereceği kararlar ile bir çok yaşamı etkileyebilme, değiştirebilme hatta yok edebilme gücünü de elinde tuttuğunu hayal edin. Eğer düşlediğiniz kişiyi tanıdığınızı en azından çevrenizde bu tip insanların bulunduğunu düşünüyorsanız Dunning Kruger Sendromu ile karşı karşıyasınız demektir.

Cornell Üniversitesi çalışanları Justin Kruger ve David Dunning 1999 yılında yapmış olduğu çalışmalar ile ortaya koydukları ve 2000 yılında psikoloji alanında Nobel ödülü kazandıkları bu çalışma "Dunning-Kruger Sendromu" olarak bilinmekte. Sendromun özetinin özeti: '' Algılamada Yanlılık Eylemi '' Daha da özetle söyleyecek olursak “Cahil Cesareti”.

Bu sendroma sahip olan niteliksiz, cahil ve kifayetsiz insanların özellikleri şöyledir:

Ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. Yani “neyi bilmediklerini de bilmezler.”
Kendi niteliklerini abartma eğilimindedirler.
Nitelikli insanların niteliklerini de göremez ve anlayamazlar.
İlgilendikleri veya bildikleri konuda eğitim görürlerse, niteliksizliklerinin, bilgisizliklerinin ve yetersizliklerinin farkına varmaya başlayabilirler.

Bu kişilerin genel davranış biçimleri şöyledir:
Her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini iddia ederler.
Bilgiyi, eğitimi aşağılama eğilimindedirler.
Çok bağırır, çok övünür, çok karışır, çok iş yapıyor havası estirirler.
Her şeyi kendileri halletmek isterler.
Her ihtimali hesaplamış ve her şeye hazırlıklıymış gibi davranırlar.
Üstlerine saygılı, hatta dalkavuk, astlarına baskıcı hatta zalimdirler.
Bir gün ak dediğine ertesi gün kara der, ama demediğini iddia eder, karşı çıkanları suçlarlar.
Başarısız olması halinde, ya farklı yorumlarla başarı öyküleri anlatır, ya da başarısızlığı başkasının üzerine atarak, hiç yaşanmamış hale getirmeye çalışırlar.
Dogmatiktirler, tek ve biricik doğruyu kendilerinin bildiğine inanırlar.
Herkesin gördüğü, tanık olduğu bir olayı inkâr edebilir, sizi buna inandırmaya çalışır, karşı çıkanları yalancılıkla, gerçeği saptırmakla, ihanetle suçlarlar.

Grafikte de görüleceği üzere düşeyde görülen kendine güven, deneyim sıfır civarında iken %100’lerde, deneyim arttıkça aksine düşüyor. O kadar ki, uzmanken bile kendine güven cahilken ki kadar değil.Ne olur, mütevazılığınız girişimciliğinizin ortaya çıkmasına engel olmasın.