Gecikmeli de olsa dün akşam Hannah Arendt filmini izledim. Sanatsal açıdan bir hayal kırıklığı yaşattı bana. O kadarını İbrahim Tatlıses de çeker zira!
Neyse gelelim içeriğe;
"Heidegger'in felsefesi iliklerine kadar ırkçıdır", der Theodor Adorno. Heidegger'in 1913-1975 yılları arasında tuttuğu Schwarze Hefte (Kara Defterler) üç cilt ve "sansürlenmiş" olarak 2014 yılında piyasaya çıktığında Adorno'nun sezgisinde haklı çıktığını görmüş olduk. Zira Nazizm ile ismini yan yana koyamadığımız Heidegger, kendi ağzından ve biraz da mistifike ederek Nazi doktrinlerini savunur görünüyor.
Theodor Adorno
Eski öğrencisi ve sevgilisi Hannah Arendt Adorno'nun aksine Heidegger'i aklamaya çalışmıştır. Film, Arendt'in 1960-64 yıllarını kapsayan dönemini anlatıyor. Öğrenci Arendt ne kadar "naif" ise, gazeteci Arendt de aynı ölçüde "naif" yansıtılmış ekrana. Adolf Eichmann'ın Kudüs'te yargılanmasını izlemiş (1961) ve ilerde Kötülüğün Sıradanlığı olarak kitaba dönüştüreceği haberi The New Yorker Dergisi için yazmıştı.
Hannah Arendt
Yirminci yüzyılın önemli düşünürlerinden biri kabul edilen yazar, Kötülüğün Sıradanlığı kitabında ve de filmde soykırım mimarı bir kişiyi "sıradan" bir bürokrat olarak niteliyor ama fena halde yanılıyor. Kitabında onunla ilgili görüşlerini şöyle ifade etmiştir:
Elbette yargılamayı siyasal bir "show"a çeviren anlayışı eleştirmekte haklı Arendt. Ancak Eichmann sıradan değildi, karaktersiz bir "kötüydü". Dolayısıyla Arendt'in anlatısı, Holokost'un hafifletici gerekçesi gibi görünmüş ve tepki toplamıştı. Yoğun tepkilere rağmen Arendt yine de dost-düşman ayrımı tuzağına düşmedi ama dost bildiklerinin hışmına uğradı, hatta onunla ilişkiyi kesen aydınlar bile oldu.
Martin Heidegger
Film bu anlamda Arendt'ten bir azize (ama mağdur edilmiş bir azize) yaratmaya çalışıyor gibi. Ancak biz uyanık izleyiciler bu oyunlara gelmeyiz. :) Zira The Origins of Totalitarianism (1951) kitabında Arendt'in "tarihsiz ve medeniyetsiz" zencilerle ilgili önyargıları bu konuda bizi uyanık tutmak için yeter de artar bile. Üstüne üstlük kara ve beyaz derili çocukların aynı sınıfta ders görmelerine şiddetle karşı çıkan Arendt hakkında da tek satır yoktu filmde!
Film kötü. Ama yine de Heidegger-Arendt gerilimli ilişkisi için katlanılabilir.