Klasik müziğin başkenti olan Viyana bugün de bu özelliğini devam ettiriyor. Haydn, Mozart, Beethoven, Schubert, Strauss, Mahler gibi büyük bestecilere ev sahipliği yapan şehirde bugün ses ve müziğin birlikteliğine vurgu yapan hem bilgilendirici hem de eğlendirici bir interaktif müze var: Haus der Musik. Ya da Türkçe adıyla Müzik Evi.
2000 yılında kurulan müze kent merkezinde, Kärntner Strasse isimli alışveriş caddesinin bir ara sokağında yer alıyor. Müzeye giriş ücreti 13 €. Bu rakam size fazla geldiyse saat 20.00'yi bekleyebilirsiniz. Çünkü giriş ücreti yarı yarıya yani 6,50 €'ya düşüyor. Yalnız müze saat 22.00'de kapandığı için fazla gecikmemek lazım. 2017 yılı sonu itibarıyla müze giriş ücretleri şöyleydi:
Müzenin ilk katı Viyana Filarmoni Orkestrası'na ve ünlü bestecilerin eşyalarına ayrılmış. Birinci kata çıkarken müzenin en çok beğenilen kısmı olan piyano merdivenlere değinmemek olmaz. Anlaşılacağı üzere basamaklara basınca notalar harekete geçerek ses ve ışık gösterisi başlıyor. Tek kişiyle değil de birkaç kişiyle gayet eğlenceli besteler yapmak mümkün. Sadece çocukların değil yetişkinlerin de çok ilgisini çekiyor bu piyano merdivenler.
Yine ilk kata dönecek olursak dediğim gibi ünlü bestecilere ait kişisel eşyalar, enstrümanlar, el yazıları, mektuplar, batonlar gibi birçok materyali gözlemlemek mümkün. Deutsche Grammophon gibi klasik müziğin en önemli plak şirketlerinden çıkma ünlü bestecilerin eserlerini kaliteli bir biçimde kulaklıklarla da dinleyebilirsiniz.
Müzenin ikinci katı tamamen ses'e ayrılmış. Ses ve müzik hakkında detaylı bilgiler veren interaktif çalışmalar mevcut. Ayrıca Türkiye'deki bir köyün sesi ile Ay'a inişte Neil Armstrong'un meşhur sözünü de dinleyebileceğiniz geniş bir ses örnekleri var. Yine bu katta Viyanalı müzisyen Stefan Obermaier'in Beethoven ve Mozart'ın eserlerini elektronik müzikle harmanlayıp, klasik müziğe farklı bir yaklaşım sergilediği Reloaded albümlerini de dinleyebilirsiniz.
Üçüncü katta ise Haydn, Mozart, Beethoven, Schubert, Johann Strauss, Gustav Mahler, Arnold Schönberg gibi Viyana'da müzik çalışmalarında bulunan bestecilerin mini müze odaları var. Bu odalarda bestecilerin, hayat hikâyeleri, resimleri, eşyaları vs. bulunuyor. Her odanın arka fonunda oda hangi besteciye aitse o bestecinin eserleri çalıyor hafiften.
Bu mini müzelerde beni en çok şaşırtan kısım Beethoven'ın 1797-1819 yılları arasında işitme duyusunu nasıl yitirdiğini anlamamızı sağlayan ahizelerdi. Sol taraftaki büyük ahizede Beethoven'ın işitmesi gayet sağlıklıyken, yavaş yavaş nasıl azaldığını ve en sondaki ahizede dahi bestecinin hiçbir şey duymadığını yaşayarak anlamak beni hem biraz üzdü hem de hiçbir şey duymadan 1824 yılında meşhur 9. Senfoni'yi nasıl bestelemiş olduğu konusunda şaşırttı. Tüm odaları gezdikten sonra bu katın finalinde "orkestra şefi" olarak Viyana Filarmoni'yi de yönetebilirsiniz.
Klasik müziğe ilginiz varsa, Viyana'da bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz. Müze hakkında güncel bilet fiyatları ve ziyaret saatlerini müzenin resmî sitesinde bulabilirsiniz.
güzel post. bilgilendik
teşekkür ederim ilginize.
This post has received a 0.45 % upvote from @drotto thanks to: @banjo.