Bizler öyle ya da böyle bir düzen ve sistemin içerisinde tüm gerçekliklere sitem eden aciz insanlarız. Bunu öyle ya da böyle dikte eden patronlar ve sistem elemanları var muhakkak. Düzene karşı olmamız ironik bir yapı fakat bu düzenin içerisinde bunu bilerek mücadele etmekte bizim hayatla olan seferberliğimizi yansıtıyor.
Bazen bu ülkenin önemli değerleri yok sayılırken ve bunu yapanların saçma açıklamalarını dinlemeye çalışırken seferber oluyoruz yalanlara çünkü öyle ya da böyle güçlü onlar ve bize dikte edilene uymak zorunda kalıyoruz. Bazen de sadece gündelik rutinlerimiz ederinden fazla olmaya başladığı için yoruluyoruz ve bu rutinleri gerçekleştirmek için aldığımız maaşlardan çok artması fiyatlarının dengemizi alt edilemeyecek bir yenilgiye mahkum kılıyor.
Bizler geçtiğimiz asrın sorunları sıkıntılarını çeken tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ve devamlı kendini geliştirmeyi bilmeyen ya da bu geliştirmeyi bilse dahi bunu iyi yönde kullanmayan insanların esaretindeki bir dünyada yaşamaya ve çalışmaya mahkum edildik. bu düzeni dengesiz bir şekilde eleştirmek elimizden gelen en iyi şey olmasına rağmen belki de bunu eleştirirken kanımız akmadığı için bize yöneten yöneticiler ne fikrimizi biliyor ne de düşüncelerimizi. Tipik örnektir aslında ben halkım diye başlayan sözleri söyleyenler o halkın içerisinden çok uzakta köşk ve saraylarda yaşayanlardır. Halbuki halk aldığı zamdan daha çok zamlanan ürünleri kullanmak zorunda olan bir halde ve düzen içerisinde kendine yer aramakla yetiniyor. Halbuki milletin meclisi her seferinde millet vekilleri ve partiler çıkarlarına savaş verilen kavgalar edilen platformlar haline gelmiş ve bu platformlar en verimli toplantıları sadece maaşlarına zam yapılacağı zaman gerçekleştiriyorlar. Halkı tanımayan bilmeyen insanların halkı yönetmesi ahmaklıktır. Ama onları seçen halk onlardan daha ahmak ve mecburdur.
Gerekli verimlilik sağlanamadı taktirde kendini aklamak için onu yaptık bunu yaptık diyenlerin güvendiği yaptıkları olunca bunların nasıl yapıldığı sormayan ve sorgulamayı bilmeyen halk yarın yaşayacağı zam ve vergilerle elbette şoka girip tercihlerinden vazgeçecektir.
Bu yazdıklarım şu ana kadar bir manifestodur. Bu manifesto bu halkın aptal olmadığını sadece uyutulduğunun ve mecbur bırakıldığının bir kanıtıdır. Devlet sırları devletleri bağlar ve halk bundan sorumlu tutulamaz devletin içerisine sızan ajan ve casuslardan devlet sorumludur. Bunun cezası halka kesilemez. Onla bunla mücadele ediyoruz ayağına milletin gözünün boyanması kendi yaptığı hataları gizleyemez. Bu devletin her örgütünün içerisine sızanken düşman unsurları bu ülkeyi yönetenler sustu. Devletin her kademesi ayağa kalkıp hata yapıyorsun bu adamlar bize zarar getirir derken bu yöneticiler sustu. Fakat şimdi kimse onları zamanında uyarmamış gibi haklı çıkmanın yollarını arayarak bunun faturasını halka kesiyorlar. Gereksiz yapılan zam ve ekonomideki dengesiz yatırımlar esnaflık kavramının git gide çürümesiyle ve yitirilmesiyle birlikte ekonomi zincirinin ilk safhasındaki çalkantı ile sızıntı baş göstermiş ve önümüzdeki 5 yıllık süreçte bu çalkantı engellemez dışarıdan gelen yatırımcının paraları ile bir ilerle üzerine yapılan politika ekonomisi gerçekleştirilmeye devam ederse ekonomik bir zorluğa gireceğimiz gayet açık ve nettir.
Bunun yanında hayatından mutsuz olan halkın git gide diş bilediği yöneticileri yakında tanımayacağı ve önem göstermeyeceğini göz önünde bulundurursak bununda etkisi ile değişen yönetimlerin halkı daha da sıkıntılı bir sürece getirebileceği gayet anormal ve tedirgin edicidir.
Hayatın ironik bir seferberlik olduğunu söyledik. Bu hayatlar öyle ya da böyle bizim seçtiğimiz hayatlar ama şekillendirmemiz bize yön veren küçük kitlelerce oluyor. Bu bir ironidir. Kendinden daha küçük bir şeyin koskoca bir bir kütleyi etkilemesi, bunun farkında olan bir kitle ise bu ironik yapıyla seferberlik sürdürerek onu yenmeye çalışırken onun içerisinde bulunmak zorunda olan kitledir. O yüzden hayat ironik bir seferberliktir ve bu seferberlik sürdüğü sürece birileri hiç bir zaman huzur bulamayacaktır.
İnsanlık varolduğundan beri bir şeyler elde edilmek için savaşlar olur. Bunlar toprak savaşları, para savaşlar ve düşünce savaşlarıdır ve daha da arttırmak muhakkak mümkündür. Bazı düşünceler unutturulmaya çalışıldığında daha tehlikeli bir hal alırlar. Şüphesiz bu ülkenin kurucusu onu hatırlayanlarla varolacaktır. Bu ülkenin ilk meclisi kadar cömert olamayan meclislerin kurumların onun hatırasını unutturma çabası sadece bir fiyasko ile sonuçlanır.
İyi geceler.
Resim: