Değerler eğitimi bir toplumu oluşturan bireylerin yaşam süresince davranışlarını sorgulayan, bu davranışları olumlu yönde destekleyip geliştiren bireyde bulunması gereken evrensel değerlerdir. Evrensel değerlerin yanı sıra her milletin gelecek kuşaklarına aktaracağı milli ve kültürel değer ve kazanımlar da mevcuttur. Değerler eğitiminin amacı bireyin iyi tarafını ortaya çıkarmaktır. Bir yandan benlik ve milli kimliğini koruyan diğer yandan da çağı yakalamaya çalışan bilgi ve yeniliğe açık, vizyon sahibi bireyler yetiştirmek esastır.
Çocuklar, hayatları boyunca karşılaşacağı olaylar, ortamlar ve kişiler karşısında nasıl davranacağının temelini ve evrensel değerleri ailede öğrenir. Anne babalarının olay, ortam ve kişiler karşısındaki söz ve davranışlarını model alırlar. Değerler eğitiminin asıl olarak kazandırılması gereken yer ise okul öncesi dönemden üniversite yıllarına kadar içinde bulunulan eğitim öğretim süreci ve hatta okullardır. Okullar bu aşamada aileden daha etkin bir rol üstlenmektedir. Çünkü çocuk yüksek fikirler olarak adlandırabileceğimiz bu evrensel ve soyut kavramların ancak belli bir yaş ve gelişim evresinde farkına varacak ve benimseyebilecektir. İşte tam da bu yaşlara geldiğinde aileyle değil daha çok okul ortamında zaman geçirmekte ve akran grupları ile meşgul olmaktadır. Burada ise başta program geliştirme uzmanları olmak üzere okul idaresi ve öğretmenler de bu görevi hakkıyla üstlenmelidir.
Eğitimin tek amacı uygulanan resmi program vasıtasıyla öğrencilerde bilişsel ve akademik başarıyı arttırmak değil buna ek olarak örtük program olarak adlandırdığımız hayata dair gerçek yaşam bilgileri sunan, olumlu tutum ve davranış geliştiren programları da etkin bir biçimde kullanmaktır. Değerler eğitimi yalnızca öğrencilerin değerle ilgili bilgilendirilmesi anlamına gelmemelidir. Önemli olan anlatılan değerin sorgulanması, irdelenmesi, yaşam biçimi haline, davranışa dönüştürülmesidir. Ne yazık ki, diğer birçok kazanım ve beceride olduğu gibi değerler eğitiminde de sınıfta kalıyoruz.
Saygıyı öğretmen sınıfa girdiğinde ayağa kalkmakla bağdaştırmak yerine Çanakkale’de en az bir ders yapmak, yapılamıyorsa dahi fedakarlık ve kahramanlıkları ile ünlü olan kişilerin fotoğraflarını okullara asmak ve onları tanıtmak gerekir. Çünkü saygı, Türk milleti olarak bize bu yurdu armağan eden büyük insanlara minnet duymaktır. Sorumluluk -tıpkı ilkokul yıllarımda birçok okulda yaygın olan- okul sırasına geç kalan öğrencilere ceza olarak bahçeyi temizletmek kadar basit olmamalı. Sorumluluk, henüz ilkokul kademesinde olmalarına rağmen kendi sınıf, okul ve lavabolarını temizleyen, yemek servisi yapabilen ve tüm bunları yaptıkları için teşekkür eden Japon öğrencilerden öğreneceğimiz bir değer belki de. Mutluluğun tanımı sınavda en yüksek notu alarak diğerlerini geride bırakan öğrenci değil sürekli araştıran yeni bilgiler edinen ve paylaşan öğrenci olmalıdır. Yardımseverlik, öğrencilere çeşitli yardım fonları oluşturularak yardım etme fırsatını tanıyarak öğretilmeli. Bana göre samimiyet, yanlış yaptığında hatalarını kabul eden, yeri geldiğinde öğrenciye teşekkür edip ondan özür dilemesini bilen bir öğretmendir. Uyum, her koşulda öğrenci, veli ve okul arasındaki dengedir.
Demek istediğim şu ki; bu ve bunun gibi birçok değerin okullarda kazandırılması ancak o kavramların bireylerin içerisinde bulunduğu toplumun değerleriyle örtüştürülmesiyle mümkün olabilir. Bu değerler milli kimlik potasında eritilerek benimsetilmeli fakat dayatılarak değil, önemli olduğunun farkına varmalarını sağlayarak. Öncelikle “okul” olarak adlandırılan kavramın benimsediğimiz eğitim felsefeleri doğrultusunda geliştirilmesi ve düzenlenmesi gerekmektedir. Örneğin, öğrencileri sıralarında sessizce oturan, öğretmen ne derse onu yapan pasif birey rolünden uzaklaştırarak bilgiyi arayan, kendince yeni bir sentez oluşturan, merak duygusu yüksek, hedefleri olan ve bu hedeflere ulaşmaya çalışan idealist, yenilikçi bireyler olarak yetiştirmek gerekir. Burada öğretmenlerin kullandıkları yöntem ve tekniklerle öğretim sürecini öğrenci merkezli düzenlemesi yerinde olacaktır. Sonrasında, yukarıda belirttiğim özelliklere sahip öğrencilerin kendilerini geliştirebilecekleri ve bu değerleri içselleştirebilecekleri ortamlar sunulmalıdır. Her şeyden önce değerler eğitimi konusunda iyi bir düzeye erişmek için çocuklara en büyük çevre faktörü olarak yansıyan öğretmenlerin tam bir model olması gerekir. Tarihi ve milli değerlerine sahip çıkan, ülkesini ve insanlığı bir adım ileriye taşımak için çabalayan, bir yandan da dünyaya entegre olarak gelişmeleri takip edip ayak uyduran bir öğretmen gerek davranış ve tutumları gerekse sözleriyle çocuklarımıza katmak istediğimiz değerlerin asıl aktarıcısı olacaktır.
Congratulations @ridvan27! You received a personal award!
You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!