Merhaba sevgili arkadaşlar,
"Arkadaş" buradan dinleyebilirsiniz
Siz bu yazıyı okurken bir yandan da o unutulmaz ezgiyi de dinleyin istedim. Linkini yukarıda bulabilirsiniz, Melike Demirağ tarafından seslendirilen şarkı, bir Şanar Yurdatapan bestesidir. İlk olarak karşımıza Yılmaz Güneyin yönettiği 1974 yapımı “Arkadaş” adlı filmde çıkmıştır.
Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş, Bir bakarsın volkan olmuş yanmışsın arkadaş Dolduramaz boşluğunu ne ana, ne kardaş Bu en güzel, en sıcak duygudur arkadaş... Ortak olmak her sevince, her derde, kedere Ve yürümek ömür boyu beraberce elele... Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş Bir gün gelip ayrılsak bile seninle arkadaş... Evet arkadaş Kim olduğumu ne, olduğumu, Nerden gelip, nereye gittiğimi sen öğrettin bana. Elimden tutup karanlıktan aydınlığa sen çıkardın Bana yürümeyi öğrettin yeniden Elele ve daima ileriye... Bir gün, Bir gün birbirimizden ayrı düşsek bile Biliyorum, biliyorum hiçbir zaman ayrı değil yollarımız; Ve aynı yolda yürüdükçe Gün gelir ellerimiz yine dostça birleşir, Ayrılsak bile kopamayız.Arkadaşlık konusunda bir çok şey yazılabilir aslında. Nasıl başlayayım bilemedim. Bana sorarsanız yukarıdaki sözler "arkadaşlık" adına bütün her şeyi anlatmaktadır. İnsan hayatı boyunca hep yanında birilerine ihtiyaç duyar, doğası gereği bu hep böyle olmuştur. Mutlu olduğu zaman paylaşacağı birine ihtiyaç duyduğu gibi; hüzünlü olduğu zaman da paylaşacak birilerini arar ve bu genellikle "arkadaşı" olur. Paylaşmak güzeldir, doğru kişiyle olduğu sürece...
Arkadaş, bir bakıma bizim aynamızdır. "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" sözü de buradan çıkmıştır. İnsanlar kendine yakın, kendinden bir şey bulduğu kişileri kendine arkadaş olarak seçerler; doğrusu da budur bence. Kendimden örnek verecek olursam; hayatımda herkes ile iyi ilişkilere sahip, iyi geçinen biri olarak öyle çok arkadaşım olmadı daha doğrusu arkadaşım oldu ama ben bazılarını farklı yere koydum. Olcay vardı mesela şimdi, her ne kadar hayırsız ne arıyor ne de soruyor desem de mektuplaşırdık biz onunla, eskiden cep telefonu, internet olmadığı dönemlerde. Önemli günlerde, bayramlarda, seyranlarda kart atardık birbirimize. Hala saklarım ben o mektupları, kartları evde kitaplığımda... O bana yaşadıklarını yazar, ben de ona yazardım. Birbir dertlerimize, sorunlarımıza derman olmaya çalışır, birbirimize akıl verirdik.
Lise arkadaşlarımın bugün hepsi ile görüşürüm, hatta içlerinden ailece bile görüştüklerimiz var. Bu konuda da bizi bir arada tutan sevgili Sunu öğretmenimize çok iş düştü. Üniversite dönemi tatillerinde hepimizi tek tek arayıp toplantı hazırlamak hep onun göreviydi biz de şimdi o meyveleri yiyoruz. Birbirimizden kopmamamızın yegane sebebi O'dur. Arkadaşlığınıza değer verin bir daha böyle arkadaşlıklar kuramazsınız diyerek bu günlere getirdi bizleri. Hepsi değerli, paylaşımlarımızın tadına doyulmayacak kişiler.
Sonra Volkan, Emir vardı yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmez diyeceğim türden. Okuldan arkadaşlarımdı. Sabah evden beraber çıkar, akşam yine beraber dönerdik. 5 yıl boyunca bütün zamanımız beraber geçti. Çok anılar biriktirdik onlarla. Hayata bakış şeklimiz değişti; birbirimizden çok şey öğrendik.
Benim için arkadaşlık kavramı çok önemli ve öyle herkes bu tanımın altına giremeyecek kadar değerli. Az olsun, ama adına yakışır şekilde olsun diyenlerdenim. Golti'nin "Gerçek arkadaşlık sıhhat gibidir; değeri ancak yok olduktan sonra anlaşılır" diyerek bitirelim.
Hoşçakalın...
Posted from my blog with SteemPress : https://agememnon.timeets.xyz/2018/07/11/doldurulamayan-bosluk-arkadaslik/
Congratulations @agememnon! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of comments
Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Do not miss the last post from @steemitboard:
SteemitBoard World Cup Contest - The results, the winners and the prizes