Huawei, ABD yasağına karşı yeni yasal zorluk çıkardı

Çinli telekom devi Huawei, ABD düzenleyicilerinin ulusal güvenlik tehdidi olarak sınıflandırması yönünde verilen karara karşı yasal bir mücadele başlattı.

Bu sonra gelen ABD Federal İletişim Komisyonu kırsal mobil sağlayıcılar takım engeller koymak Huawei malzemeleri almak için bir $ 8.5bn (£ 6.5 Milyar) hükümet fonu kullanarak.

Firma, güvenlik tehdidi "kanıtının olmadığını" söyledi.

Hareket, Huawei ve ABD arasındaki bir dizi zorlukta sonuncusu.

Şirket, ABD Temyiz Mahkemesinden kararı bozmasını istedi.

Şirketin genel hukuki sorumlusu Song Liuping, Huawei’nin Shenzhen’deki karargahında düzenlenen bir konferansta konuşan “ABD hükümeti, Huawei’nin ulusal bir güvenlik tehdidi olduğunu göstermek için hiçbir zaman gerçek kanıt sunmadı.

Huawei'nin sorunları hakkında bilmeniz gereken her şey
Huawei: Denizaşırı ülkelerde sorun yaşıyor ama Çin'de patlama zamanı
Huawei çalışanı yanlış 251 gün hapis cezasına çarptırıldı
Bu, Trump yönetiminin politikalarına karşı mücadele ettiği için bu yıl şirketin ikinci yasal zorluğudur.

Huawei Mayıs ayında da benzer bir yasal işlem başlattı ve ABD hükümet kurumlarının teçhizatlarını satın almalarını yasaklamaya karar verdi.

Şirket, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki acı ticaret savaşının arkasındaki ihtilaflara girmiştir.

Yeni nesil 5G telekom altyapısı için kilit teknoloji üretimi ve satışında lider bir role sahiptir.

Bu arada Washington, diğer ülkelere Huawei’nin kritik 5G telekom altyapısını oluşturmalarına izin vermemesi için baskı yapıyor.

İngiltere’deki Çarşamba günü yapılan Nato zirvesinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Huawei’ye İngiltere’nin 5G şebekelerinin kurulmasında rol oynamaya izin verilip verilmeyeceği konusundaki kararın ABD’de istihbarat paylaşımı konusunda ABD ile işbirliğinin sürdürülmesine dayanacağını söyledi.

Johnson, "Huawei ve 5G'de, bu ülkenin denizaşırı ülkelerden gelen yatırımlara gereksiz yere düşmanlık etmelerini istemiyorum" dedi.

“Öte yandan, hayati öneme sahip ulusal güvenliğimize önyargı alamayız. Diğer hayati öneme sahip güvenlik ortaklarıyla işbirliği yapma kabiliyetimize önyargılı kalamayız - bu da Huawei hakkındaki kararımızı bildiren kilit kriterler olacaktır.”