Chef’in Ego Hakkında Düşünceleri

in #tr6 years ago

A9D9305D-8EE0-45D3-9B07-670DD5AF43E4.jpeg

Ego bir hastalıktır,biraz ciddi olalım artık.Bir kaç dakikada olsa başkalarıyla kendimizi kıyaslamayı bırakalım.Ben iyiyim,en güzeliyim,en başarılısıyım en en en en bunlardan kurtulmanın bence tam zamanı.Kendini diğer insanlardan bir adım önde hissetmek için uğraşan insanlar , yazık günah yapmayın böyle.Hepimizin hayatında malesef böyle insanlar var,ben şahsen yanlarından kaçıp uzaklaşmak istiyorum.Aslında onlar zavallı ve acınası insanlardır.

Bizim meslek te maalesef bunlardan dolu küçük dağları ben yarattım edasıyla geziyorlar ortada.Yemek yarışmalarında dolu bu tip insanlardan,gözünde güneş gözlüğü yemekleri görmüyor bile ama eleştirmekten de geri kalmıyor.Onlar benim meslektaşlarım havalı pozlar egolu konuşmalar yapan şef arkadaşlarımız.Yarışma bitince yarışmacının sorduğu ne eksik sorusuna cevap veremeyen ama o yemeğe eksi puan veren şef arkadaşlarımız onlar.Resim çekilmek isterseniz tersler, çok acayip arkadaş bu ego.

Niye böyle olduk biz neden hayat bizi böyle yaptı...İstediği şekle soktu.Ego her zaman mükemmel olmak ister.Ancak ego üzerinden mükemmelliğe ulaşmak mümkün değildir.Her şeyin mükemmel olmasını istiyorsanız egolarınızı bir kenarı bırakmanız gerekiyor.Gerçek sanatçılarda ego olmaz onlar,sadece kendilerini işlerine verirler.Bütünleşmeyi düşünür ama hiç bir zaman mükemmelliği aklına getirmez.Çoğu genç öğrenci arkadaşlarımız yarışmalara gidiyor ve by egonun yorumlarıyla eziliyor.Belki hevesi kaçıyor belki mesleği bırakmak zorunda kalıyor.

Şu saçma yemek yarışmalarına katılmayın artık,sizi yarış atı gibi yetiştirmelerine izin vermeyin.Yarışmalara katılarak şef olacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.Yok MasterChef yok CelebrityChef gibi yaklaşımlardan uzak durun.Her şey zamanla ve belirli bir birikim sonucu elde edebilirsiniz.Kazananların Zafer çığlıklarına özensenizde,perde arkasında kalan kardeşlerimizin üzüntüsünü görmeye dayanamazsınız.Yüzlerce kilometre yolu heyecanla gelip,üzülerek gitmesi kadar kötü bir şey yok.Ülkemizde düzenlenen yarışmalardaki şeffaflık malesef çok az.X şefin yeğeni Y otel müdürünün dostu bunun gibi bir sürü örnek nedense yarışmalarda birinci oluyor acaba neden?

Hangi meslek grubunda olursanız olun EGO’nuza hiç bir zaman yenik düşmeyin.

Şimdi sizleri balıkçı hikayesi ile baş başa bırakıyorum.

Amerikalı bir işadamı, iş seyahati için Meksika’ ya gitmiş. Boş zamanında şirin bir kıyı kasabasını ziyaret etmiş. Limanda gezinirken, balık dolu bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçıyı görmüş. Balıkçıya seslenmiş:
– Merhaba balıkçı, teknen balık dolu, bu kadar balığı ne kadar zaman da tuttun?
Balıkçı cevap vermiş:
– Bir iki saatte tuttum.
İşadamı merak etmiş:
– Neden biraz daha uğraşıp daha fazla tutmadın?
Balıkçı omuz silkerek, cevaplamış:
– Bu kadar balık bizim için yeterli, daha fazlasına ihtiyacımız yok ki.
İşadamı balıkçının kanaatkarca yaklaşımına şaşırmış, merak etmiş:
– Günün kalan zamanında ne yapıyorsun peki, bütün günü nasıl geçiriyorsun?
Balıkçı, anlatmış bir gününü:
– Sabahları, denize açılırım, ihtiyacım kadar balık tutarım. Sonra çocuklarımla oynarım, onlarla vakit geçiririm. Öğleyin karımla biraz siesta yaparım. Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp, şarap içer, gece yarısına kadar eğleniriz. Anlayacağınız gün nasıl geçiyor anlamıyorum, sinyor.
İşadamı kendinden emin bir şekilde:>

– Bak demiş istersen ben sana yardım ederim. Balık tutma işine daha çok zaman ayırmalısın. Büyük bir tekne ile daha çok balık tutabilirsin. Elde edeceğin gelirle başka tekneler de alırsın. Kısa zamanda bir balıkçı filosuna sahip olursun. Çok balık yakaladığın için balığı aracılara değil, doğrudan işleme tesislerine satabilirsin. Hatta daha sonra kendi balık işleme tesisini bile kurabilirsin. Benim yardımlarımla balıkçılık sektöründe lider olursun.
Balıkçı merakla sordu:
– Bu dediklerinizi yapmak kaç sene sürer sinyor ?
İş adamı:
– Tahminen 15-20 yıl sürer, ama sonrası daha güzel, şirketini halka açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanabilirsin.
Balıkçı heyecanlanmış:
– Milyonlar kazanırım ha, peki sonra bu parayla ne yapacağım?
İşadamı hayalini anlatmış:
– Sonra emekli olursun. Şirin bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. Bundan sonra artık zevk için balık tutarsın. Çocuklarınla, torunlarınla oynarsın. Eşinle keyfince istediğin kadar siesta yaparsın. Akşamları da arkadaşlarınla şarap içer ve gece yarısına kadar gülüp eğlenirsin. Sence de mükemmel değil mi?
Balıkçı işadamını dinleyince ondan daha zenginim diye düşünür.>
Hikaye

Herşeyi bir kenarı bırakıp yaptıklarınızdan zevk alın.Ego ile hiç bir yere varamazsınız.Sağlıcakla Kalın...

Sort:  

Hikaye epicmiş şefim, ellerine sağlık.

Biz pazar ülke olduğumuz için "yarış atı" olma kafasını iliklerimize kadar işliyorlar. Bu yüzden survivor vb. programlar da rekor kırıyor. Ancak yeterince eğitim ve kültür ile bunun üstesinden gelinebilir ama onu da engelliyorlar bildiğiniz üzere.

Biz de ancak kendi çevremize ve ulaşabildiğimiz kitlelere sükunetli bir şekilde gerçekleri anlatabilir duruma geliyor. Artık görevimiz bu :)

Selamlar.

Teşekkür ederim ,acilen bu sorunu çözmemiz lazım.😊

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by chefahmet from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.