Market ve ana caddenin köşesinde yer alan hobo bu izlenimi doğruluyor. Çıplak ayaklarımla tükürük ve idrarla ıslatılmış kaldırıma dokunuyor, saçlarımı körfezin fırtınalarıyla sarhoş ediyorum. Düşünüyorum da: Bu hiç yumuşak bir esinti değil.
Alcatraz'a gidiyorum. Orada hayal yoktur, sadece martılar her yerde olur, lanet olası kuşlar. Teknenin kaptanı, herkesin zamanında geri gelmesi gerektiğini söylüyor. "Eğer bir dakika geç kalırsanız, sonraki tekneniz için 59 dakika erken gelmeniz gerekiyor demektedir."
Birinin geç kalması ya da en azından kuşlar için sinirlenmesini umuyorum, ama hepsi de zamanında, yüzlerine memnun görünüyorlar, sanki Al Capone'la bir grup fotoğrafı çekmişlerdi ve şimdi onlar Facebook arkadaşı olmuşlar. Buz gibi soğuk denize atlayacağım ve her şeye rağmen şehri geri istiyorum. Düşündüğüm kartpostaldaki gibi Kaliforniya değil.
Bu absürt hikayenin de sonuna geldik bir daha ki saçmalıklarda görüşünceye dek :D.
This post has received a 0.06 % upvote from @drotto thanks to: @anbilivibil.