Alya ailesine çok düşkün bir evlattı. Beş yıl önce ailesini feci bir trafik kazasında yitirdiğinden halasının yanında kalmak zorunda kalmıştı. 18 yaşındaydı ve daha çok gençti. Uzun siyah saçlı, iri badem gözlü, çok güzel bir kızdı. Ailesi çok iyi yetiştirmişti Alya’yı. Alya’nın geleceğini garanti altına almak için küçüklüğünden bu yana bankada para biriktirmişlerdi. Alya şimdiden bir ev alıp geçimini sağlayacak zenginliğe sahipti. 18 yaşını doldurduğu için parayı çekmeye de hak kazanmıştı.
Halası beş sene boyunca Alya’ya şefkatle bakıp ilgilenmişti. Lise yıllarını halasının yanında geçiren Alya, çok istediği ve emek verdiği tıp fakültesini kazandı. Ailesinin onun için biriktirdiği para, fakülteyi okuması için yetiyordu. Hem de kimseye yük olmayacaktı. Ancak Alya’nın halası senelerce içtiği sigaranın kötü bir sonucu olarak amansız bir hastalık olan akciğer kanserine yakalanmıştı. Alya onun bu durumuna çok üzülüyordu. Çünkü senelerce halası Alya’ya öz annesi gibi bakmıştı. Hatta Alya hastalanıp ateşlendiği gecelerde uyumaz Alya’ya hemşire gibi bakardı. Alya hep halasının hakkını asla ödeyemeyeceğini düşünürdü.
En son Alya ile halası hastaneye gittiklerinde doktor Alya’yı odasına çağırdı. Halasının durumunun iyi olmadığını ve tedaviye olumlu sonuç alamadıklarını tedavisi için gerekli şartların Almanya'da yerine getirilebileceğini, bunun için yüklü miktarda paraya ihtiyaç olduğunu, para tedarik edilmezse halasının öleceğini söyledi. Alya yıkılmıştı. Alya’nın halasından başka kimsesi yoktu. Halasının da Alya’dan başka kimsesi yoktu. Halası genç yaşta dul kalmış bir öğretmen emeklisiydi. Hiç malı mülkü de yoktu. Alya çok üzülüyordu. Hiç düşünmeden geleceği için ayrılan parayı halası için harcamaya karar verdi. Tıp fakültesini kendisi hem çalışıp hem okuyacaktı. Halasının iyileştiğini görmeyi çok istiyordu. Doktordan hemen işlemlerin yapılmasını istedi. Gerekli olan miktarı bankadan çekip doktora verdi. Ertesi gün halasını uçakla Almanya’ya gönderdi. Doktorun bir yakını Alya’nın halası ile ayrıca ilgilenip Alya’ya hergün halasının durumunu bildirecekti.
Alya halasını Almanya’ya tedaviye gönderdikten sonra istanbul’da Tıp fakültesine kaydını yaptırmıştı. Ama iş bulması gerekiyordu. Alya hergün parttime çalışabileceği işlere bakıp göz gezdirirken bir iş ilanı gözüne çarptı. Günde iki saatlik bir bakıcılık işiydi. Ücret dolgundu. Hem de okuluna yakındı. Hemen verilen numarayı aradı ve randevu aldı. Ertesi gün yazan adrese iş görüşmesi için gitti. Verilen adres İstanbul’un en güzel yalılarından biriydi. Boğaza karşı harika bir manzarası vardı. Alya içinden “ben nereye geldim böyle” diye geçirdi. Yalının büyük bir bahçesi ve içerisinde birbirinden güzel güller ve çiçekler vardı. Yalının bekçisi kapıyı açtı ve Alya’yı bahçeye aldı. Alya iş görüşmesi için geldiğini söyleyince bekçi alaylı bir tavırla baktı ve “bakalım sen kaç gün dayanacaksın bu yaşlı bunağa” diyerek Alya’yı yalının giriş kapısına kadar geçirdi. Alya çok şaşkın ve heyecanlıydı. Bu gösterişli yalıda onu neler bekliyordu merak içindeydi. Yalının giriş kapısını orta yaşlı bir hizmetçi kadın açtı ve Alya’yı bekleme odasına aldı. Yalının içi antika eşyalarla doluydu. Duvarlarda eski el yapımı tablolar bulunuyordu. Alya şaşkınlıkla etrafa göz gezdirirken hizmetçi kadın yalının sahibi olan Ayşe nineyi tekerlekli sandalye ile bekleme odasına getirdi. Ayşe nine 90 yaşında, yarı felçli, huysuz bir ihtiyardı. Henüz bunamamıştı ama çok huysuzdu. Hiç kimse ona bir saat bile dayanamıyor, hemen kaçıyorlardı. Odaya girdiğinde Alya’yı görünce gözleri dolar gibi oldu. Alya’ya sert bir ses tonuyla “bana hergün iki saat kitap okuyacaksın” dedi ve hizmetçiden kendisini odasına götürmesini istedi. Hizmetçi Ayşe nineyi odasına götürdükten sonra Alya’ya “yarın saat ikide gel ve işe başla” dedi. Alya Ayşe ninenin bu sert tavrından hiç hoşlanmamıştı. Ama çalışıp para kazanmak zorundaydı. Bu yüzden ertesi gün denilen saatte yalıya gitti. Ayşe nineye iki saat boyunca kitap okudu. Kitap okurken huysuz ihtiyar Alya ile dalga geçer gibi ilk önce yavaş sonra hızlı bir şekilde kitap okumasını söylüyor, hızlı okuyunca da Alya’ya bağırıp hakaretler savuruyordu. Alya ihtiyarın normal olmadığını anladığından, ihtiyara sabırla “haklısınız” diyerek gülümsüyor ve kitabı okumaya devam ediyordu. Böylelikle ilk gününü geçirip eline günlük yevmiyesini almıştı bile. Bu Alya’nın hayatında kazandığı ilk paraydı. Para kazanmanın çok zor olduğunu o gün ihtiyara gösterdiği sabır sayesinde anlamıştı. Ama bu yaşlı nineyle bir bağ kurup, onu anlamak istiyordu. Ayşe nine neden bu kadar mutsuz ve öfkeliydi? Bunu çözmeliydi. Ertesi gün yalıya gittiğinde, hizmetçi kadına Ayşe ninenin neden bu kadar huysuz olduğunu sordu. Hizmetçiden; Ayşe ninenin seneler önce tek varisi olan kızını ve torununu bir trafik kazasında kaybettiği günden bu yana durumunun bu şekilde olduğunu öğrendi. Ayşe nine hayata küsmüştü. Alya, Ayşe ninenin hikayesini duyunca çok üzüldü. Aynı dramı kendisi de yaşamıştı. Ama o hayat dolu olduğu için bu travmayı atlatmayı başarmıştı.
Alya, yaşlı ninenin hayat kaynağı olmaya karar verdi. Ne olursa olsun huysuz ihtiyarı normal hayata çevirmeyi kendine görev bildi. Her gittiğinde neşe ile Ayşe nineye sarılıp neşeli gülücükler saçıyordu. O güzel gözlerindeki enerjiyi Ayşe nineye yansıtmaya çalışıyor, Ayşe nine kızsa bile ona, alttan alarak, “pamuk şekerim” diyerek sarılıp şirinlikler yapıyordu. Gel zaman git zaman Alya huysuz ihtiyarın gerçekten yaşam kaynağı olmuştu. Bu arada Alya halasından güzel haberler alıp daha mutlu oluyor, hem eğitim hayatını, hem de Ayşe nineyle olan işlerini çok güzel yürütüyordu. Artık o huysuz ihtiyar gitmiş, yerine şen kahkahalar atan minnoş bir nine gelmişti.
Ayşe nine Alya’dan o kadar memnundu ki artık onu ölen torununun yerine koyuyordu. Yanından ayrılmasını istemiyordu. Bir gün Ayşe nine Alya’ya ömür boyu yanında kalmasını istedi ve Alya, Ayşe ninenin teklifini kabul etti. Birlikte yaşamaya başladılar. Alya’dan yalıda çalışanlar da çok memnundular. Çünkü Alya sevgi dolu, pozitif enerji yayan bir ışık huzmesi gibi doğmuştu yalının içine. Huysuz ihtiyarı, mutlu bir insan haline getirmeyi sevgisiyle başarmıştı.
Alya tıp fakültesinin bir senesini güzel bir şekilde geçirmiş ve halasından güzel haberler almaya devam etmişti. Ama önünde beş yılı daha vardı.
AYŞE NİNENİN ÖLÜMÜ
Alya, Ayşe nineye hediye almak için alışverişe çıkmıştı. Alışverişten döndüğünde yalının önünde bir kalabalık ile karşılaştı. Merakla “Ne oluyor burada? Neden toplandı bu kalabalık” diye sordu. Hizmetçi kadın ağlayarak “Ani bir kalp krizi sonucu Ayşe nineyi kaybettik. Başımız sağolsun” deyince olduğu yerde dona kaldı. Ne ağlayabildi, ne konuşabildi. Dizlerinin üstüne çöktü ve oracıkta bayılıverdi. Ayşe nine ile arasında çok güzel bir bağ oluşmuştu. Ayşe nine onun pamuk şekeriydi. Tek akrabası gibiydi. Ayşe nine ölmeden önce avukatları aracılığı ile bir vasiyetname düzenleyerek tüm servetini Alya’ya bırakmıştı. Vasiyetnamenin bir örneğini de hizmetçiye vererek öldükten sonra Alya’ya vermesini vasiyet etmişti. Hizmetçi denileni yaptı ve vasiyetnamenin bir örneğini Alya’ya vererek “Artık bu evin hanımefendisi sizsiniz Alya Hanım. Rahmetli en güzel günlerini sizleyken geçirdi. Onun yüzünü güldürmeyi bir tek siz başardınız. “dedi. Alya ihtiyar öldüğü için çok üzülmüştü. Para, mal, mülk hiçbirşey gözü görmüyordu. Ayşe nineyi gömdüler. Alya, Ayşe nineden kalan serveti sadece eğitime bağışladı. İhtiyacı olan öğrencileri okuttu. Ayşe ninenin adını taşıyan okullar yaptırdı. Yalıda ona hizmet edenleri de unutmadı, hepsine ev aldı. Onların üstüne, bankaya ömür boyu yetecek kadar para yatırdı. Halası iyileşti. Hastalıktan kurtuldu. Tıp fakültesini derece alarak bitirdi. Halası ile yalıda mutlu bir şekilde yaşamaya devam ettiler.
Hayatlarındaki ışık huzmesi onlara mucizelerle yansıdı. Alya sevgi ve merhamet dolu kalbinin ekmeğini ömrü boyunca yedi. Halasına yaptığı iyilik sonucu Ayşe ninesinden yansıyan ışık huzmesini o da başkalarına yansıttı.
@edebiyat 'ın düzenlediği kısa öykü yarışması için yazdığım ve kendi hayatımdan da bir parça yansıttığım bir öyküdür. Resimler ve öykü kurgusu tamamen bana aittir.
Yazmaya başladım ve bu öykü çıktı ortaya. Umarım beğenirsiniz.
"
Posted from my blog with SteemPress : http://baycan.steemblogtr.ovh/2018/09/04/isik-huzmesinin-geri-yansimasi/
@baycan eline sağlık. yarışma en güzel ödülü, gizli cevherlerin ortaya çıkacak olması sanırım ;)
Beğenmenize çok sevindim hocam. Değerli ve güzel yorum için teşekkür ederim. :)
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
Mersi :)
Congratulations @baycan ! You received a 4.42% upvote from @kryptoniabot & @kryptonia for your task of 100 SUP Today.
Remember to receive votes from @kryptoniabot
Run a task on Kryptonia.*Join free here Kryptonia Account
Use the tags KRYPTONIA or SUPERIORCOIN in your Steemit post.
Delegate to the Kryptonia Upvote by clicking links: 10SP , 50SP , 100SP , 500SP , 1000SP
Due to an increased amount of tasks, we have changed up the voting power to evenly spread out the Upvote amount.
iyiliğin, merhametin ve içten bir gülümsemenin buz gibi gönülleri nasıl da erittiğini ne güzel yansıtmışsın canım🤗
belki de bu hikâyeyi değerli kılan, senin hayatından da bi parça yansıtmasıdır..
Hepimizin bir göçüp gideceği bu alemde gülen yüzler kalacak geriye.
Teşekkür ederim güzel ve içten yorumun için güzel arkadaşım 🙆♀️🤗
Tebrikler! Yazınız günün yazısı olarak seçilerek oy kazanmıştır. #tr tagi altında kaliteli içeriklerizi görmekten mutluluk duyarız. Detaylı bilgi için Steemit Türkiye discord bağlantısını ziyaret edebilir ve post paylaşım bölümünde yazılarınızı paylaşabilirsiniz.
Teşekkür ederim :)
Kaleminize sağlık ben beğendim
Beğenmenize sevindim :)
Öykünü okurken o halasının bir tanesi geldi gözümün önüne etrafına ışık saçan bir güzellik ve onun yetişmesinde büyük pay sahibi olan melek halası.. Türk filmi tadında okurken hemen insanı içine alan akıcı güzel bir öykü olmuş.. Kalemine sağlık..
iyilik bulaşıcıdır, tıpkı senin etrafınkilere yaydıgin gibi.. 👍
Canım benim ne güzel gözlemlemişsin, harika bir yorum yapmışsın . Çok teşekkür ederim güzel arkadaşım o senin güzel bakış ve görüşün 😘🤗
Beğeni ile okudum. Teşekkür ve tebrik ederim. :)
Teşekkür ederim :)
Beğenmek ne demek yogun duygularla gözlerim nemli okudum öykünü hayat da böyle birşey işte hersey halkalar halinde ve tıpkı birinin hareket edip devrilmesiyle diğerlerine etki etmesini sağlayan domino taşları gibi tam bir sebebler zinciri ve eminim ki senin de kendinden parcalar kattığın bu öyküde ki hayat bir yerlerde yaşandı ve yaşanıyor sadece yüzleri başka başka olan insanlarla... yüreğine kalemine emeğine sağlık 👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏
Evet yazdıklarımın bir kısmı aynı olmasa da benzer şekilde gerçekten yaşanan olay örgüleri.
Teşekkür ederim güzel yorum için canım 🤗😘
Merhaba. Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile @trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır. Sevgiler.
Teşekkür ederim :)