Bu yıl sinema dünyası çok farklı bir yıl yaşayacak. Sanatsal ağırlıklı filmler belki salonları boş bulacak. Çünkü bu yıl en süper sömürü filmleri geliyor. En süper kahramanlar filmleri geliyor. En çok tüketecek filmler geliyor, en çok kola/patlamış mısır tüketecek filmler geliyor. Bu yıl süper kahramanlar yılı. Bana soracak olursanız bu kahraman filmleri toplumu uyuşturmak, uyutmak, amaçsız bırakmak, dolu vakitleri kaçırmak için yapılan filmlerdir. Kaçış sineması diye bir şey var. İlk olarak birinci dünya savaşında ortaya çıkmış Almanya, İtalya gibi ülkelerin başvurduğu filmlerdir. İnsanları olan buhranlardan, sıkıntılardan alıkoymak için icat edilen filmlerdir. Şimdi de bu tür filmler sinemaları işkâl etmiş, insanları olan gerçeklerden uzaklaştırmak istiyorlar. İnsanları yani yığınları gerçeklikten koparıp saçma sapan alanlara yönelmesini sağlıyorlar. O zaman bu yıl savaş beklentimiz var sanmıyorum ama savaş çoktan başladı ve kanlı bir savaşın ortasındayız. Savaşlar artık teknoloji üzerinden yürüyor. Bir telefon veya bir uygulama en büyük savaş sayılabilir. Mesela Twitter gücünün yerini hangi güç alabilir? Yeni çıkmış bir telefon gücünün yerini hangi güç alabilir? İnsanlar gerçek sanatsal filmlerden uzaklaşıyor, kitaplardan uzaklaşıyor, dergilerin adı dahi anılmıyor. Olan dergiler paralı askerlerden oluşmakta amaçları sıfır, amaçları para. Sinemamız da etki altında. Yok oluyoruz, düşünceler ölüyor, yok ediliyor.