Çocukluğundan beri zamanda yolculuk yapma hayalleriyle yanıp tutuşurdu. Özellikle ileri yaşlara geldiğinde, her fırsatta "Keşke lise yıllarıma dönebilsem." derdi.
Yorucu bir iş gününün ardından evine geldi. Evinde tek başına yaşıyordu. Kendine güzel bir yemek hazırladı. Yemeği yedikten sonra bütün günün yorgunluğuyla üstüne bir rehavet çöktü. Direk yorganının altına girdi. Uykuya tam dalacaktı ki daha önce hiç yaşamadığı duygular yaşadı. Önce vücudunu inanılmaz bir sıcaklık vurdu. Aşırı yorgunluktan olduğunu düşündü ilk. Peşine mükemmel bir soğukluk sardı vücudunu. Ardından karıncalanma. Öleceğini düşündü bir an. Ayağa kalkmaya çalıştı fakat başaramadı. Kulaklarında inanılmaz bir uğultu vardı. Karanlık olan odası iyice kararmaya başladı.
Birden kendini lisesinin bahçesinde buldu. O an neye uğradığını şaşırdı. Çoğu çocukluk arkadaşı etrafındaydı. Bu bir rüya olmalı diye düşündü. Daha olayın şokunu atlatamadan o zamanlar en yakın arkadaşı olan Bülent seslendi.
"Hadi Ahmet! Zil çaldı sınava geç kalacaksın!"
Şaşkınlık ve biraz korku içinde Bülent'in yanına gitti ve ona dokundu. Tamamen gerçekti. Lise arkadaşı Bülent karşısındaydı. O heyecanla sınava girmeden direk okul bahçesinin kapısına koşmaya başladı. Kapıdan çıktı, daha da hızlanıyordu. Caddeye çıktığı an, bir araba yürek burkan bir fren sesiyle ona çarptı. Bi anlığına hiçbir şey hatırlamadı. Gözünü açtığında yolda yatıyordu, çevresi kalabalıktı. Ağzından kanlar akıyordu. Konuşmaya fırsat bulamadan tekrar bayıldı.
Tekrar uyandığında birden kendini bugünde buldu. Hastanedeydi. Olanlara anlam veremiyordu, merak ediyordu. Yaşadıkları bir rüya mıydı? Gerçekten zamanda yolculuk yapabildi mi?
Babası odaya girdi. Telaşla sordu babasına:
"Ne oldu bana?"
Öğrendi ki o akşam babası ziyaret gelmiş evine. Kapıyı açan olmayınca endişelenmiş bir çilingir çağırmış. Yatakta onu bulduğunda baygınmış. "O halde gördüklerimin hepsi bir rüyaydı." diye düşündü. Aniden tüylerini diken diken eden bir detay geldi aklına. O sınava girmediği günü hatırladı. Uyuya kaldığı için okula gitmemiş ve sınava girmemişti. Tüm parçalar yerine oturuyordu. Eğer o gün zamanında uyanıp okula gitseydi, sınava girmeyecek, okuldan kaçacak ve bir araba çarpması sonucu hayatını kaybedecekti.
Güzel bir yazı olmuş,böyle yazıları devamlı görmek isterim.