Bu yazımda hepimizin mustarip olduğu bir problemi, eğitim bilgilerimden de yola çıkarak derlenmiş bir şekilde sunmaya çalışacağım. Herkese iyi okumalar!
İletişim kuramamak çağımızın en büyük problemlerinden biri. Biri demeyeceğim hatta direk en temel problemimiz. İletişim kuramadığımız için çoğu zaman aynı şeyi söylüyor olsak bile uzlaşamıyoruz. Etkili iletişimin temelinde karşı tarafın iyi bir dinleyici ya da sizin iyi bir anlatıcı olmanızın payı elbette vardır fakat bundan öte bireyin önce kendini tanıması, kendi değer ve tutumlarının farkında olması ve kendine güvenmesi esastır. İletişimi iyi olan birey, gerekli ipuçlarını anında fark eder (jest, mimik, beden duruşu) ve bunları gerçekçi olarak değerlendirir. Etkili bir iletişimin önünde bazı engeller vardır. Bunların bilinmesinin, aşılması için gerekli olduğuna inanıyorum.
Emir vermek, yönlendirmek
Birine emir vermeniz karşı tarafa ”Duyguların önemsiz!” mesajını verir. Söylediğiniz şeyi yapma zorunluluğunu hisseder.
Benimle böyle konuşmayı kes.
Uyarmak, gözdağı vermek
Aslında bu başlık da emir vermeye ya da yönlendirmeye benzer fakat emir verildikten sonra karşı tarafın vereceği cevabı kısıtlayan veya etkileyen bir cümle grubu içerir.
Elindekini hemen bana vermezsen bir daha seninle hiçbir yere gelmem.
Ahlak dersi verme
Otorite ve zorunluluğun gücü kişiye karşı kullanılır. Bireyi her zaman karşı koymaya zorlar.
İçeri girdiğinde ayakkabılarını çıkarmalı, ellerini ve yüzünü yıkamalısın. Büyüklerinle konuşurken saygılı olmalısın.
Öğüt vermek ve çözüm önerileri getirmek
Kişinin sorunlarını kendi kendine çözecek yeteneğe sahip olmadığına inanıldığını gösterir.
Bundan sonraki süreçte o kızla arkadaşlığını bitirmen gerekiyor yoksa böyle üzülüp duracaksın.
Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşüncede olmamak
Bu iletiler çocuklar uzerinde yetişkinlerden daha fazla olumsuz etki yapar. Çocuğun ya da bireyin benlik saygısını düşürür. Olumsuz eleştiriler kişinin kendisini değersiz, yetersiz görmesine sebep olur.
Yine yanlış yapmışsın, hep aynı şeyleri yanlış yapıyorsun!
Sana katılmıyorum, seni kesinlikle haksız buluyorum. Bu konuda yeterince bilgili olduğunu düşünmüyorum.
Övmek, sürekli aynı düşüncede olmak
Az önceki başlığın tersi olan bu başlık da bir iletişim problemi oluşturur. Genel olarak insanlar bunun zarar verici olmadığını düşünebilir fakat bireyin öz benliğine uymayan değerlendirmelerin yapılması bıreyde kızgınlığa yol açar. Aşırı övgü sonucunda birey buna alışır ve övülme gereksinimi duyar.
Ad takmak, alay etmek
Bütün bireylerin, özellikle çocukların benlik saygısı üzerinde olumsuz etki yapar.
Sürekli avutmak
Kız whatsapp grubu problemi olarak değerlendiriyorum bu başlığı :) Sorun hiç yokmuş gibi algılanıp avutma eğilimine gidilir. Dolayısıyla sorun çözülmüş değil ertelenmiş olur.
Üzülme, yarın her şey düzelecek ve kendini eskisi gibi hissedeceksin.
Soru sormak, sınamak, sorgulamak
Bu da bizim alt komşunun başlığı. Kendisi asansör 1. kattan 3. kata çıkana kadar on yedi soru sorma yeteneğine sahip. Üstelik cevabını dinleme gibi bir derdi yok, sorması rahatlaması için yeterli. (O sayı uydurma değil gerçekten saydım.)
Genelleme yapmayıp kendi üzerimden açacak olursam bu başlığı, kendimi güvensiz ve kuşkulu hissediyorum. Rahat bir ortam olmuyor. Siz de aynını hissediyor musunuz? Cevabınız evet ise bu da bir iletişim problemidir.
Sözünden dönmek, oyalamak, alay etmek, sürekli şakacı davranmak, konuyu saptırmak
Birey sorunlarına ve duygularına saygı gösterilmediğini belki de karşı tarafın onu dışladığını, dikkate almadığını düşünür. Karşı taraf size ciddi ciddi sorunlarını ifade ederken şaka veya espri ile karşılık vermeniz onları incitebilir.
Öğretme, nutuk çekme, mantıklı düşünceler önerme
Bu başlığın altına 'iletişim engeli' yazmak milli kimliğime zarar verebilir :) Milletçe yapmayı en sevdiğimiz şey bu çünkü. Mantıklı düşünceler önerme kişinin mantıksız ve bilgisiz olduğuna dair mesaj iletir. Dolayısıyla bir iletişim engelidir.
İletişim engellerinin altına daha pek çok başlık eklenebilir, ben temelde olanları ve aklıma gelenleri örneklerle sunmaya çalıştım. Eklemek istediğiniz şeyler olursa yoruma yazdığınız takdirde hem ben hem de diğer okuyucular farkına varmış olacaktır. İletişimlerimizi daha sağlıklı temeller üzerine kurmak dileğiyle...
Yazdıklarınıza katılıyorum. Ancak aile bireylerinin çocuklarına öğüt verme durumu da buna dahil değildir sanırım? Yanlış anladıysam beni düzeltiniz lütfen.
Bunun dışında iletişim benim de önem verdiğim bir konu büyük küçük kim olursa olsun. Bir ortamda sözümün kesilmesine ve benim düşüncelerime değer verilmemesine(hissediyorsunuz genelde) gerçekten tahammül etmekte zorlanıyorum. Birçok kez bu konuda tartışma yaşadım. Bazen alttan alarak sorunu ertelemiş oldum belki de ancak ülkemizde birçok insanda iletişim problemleri olduğuna inanıyorum. Yoldan geçerken birine yaptığı bir hatadan dolayı uyarıda bulunma veya birine tavsiye vermek bazen yardım etmek sırf bu iletişim eksikliğinden çoğu zaman görmezden geliniyor.
Gelişmiş bir toplum olmamız için öncelikle birbirimizi dinlemeyi anlamayı ve kendimizi anlatabilmeyi kısaca iletişimi öğrenmeliyiz diye düşünüyorum. Saygılarımla, elinize sağlık...
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim Özgür. Öğüt verme genel olarak doğru bir yaklaşım değil. Eğitimde de böyledir. Bildiğiniz gibi eğitim sadece okulda olmaz. İster okulda ister ailede ister arkadaş çevresinde. Doğru olan yaklaşım rehberlik etmedir. Çocuğa yaptığı hata fark ettirilir ve çözüm yolunu ahlaki ve sosyal değerlerine sahip çıkarak kendi mantığı ile bulması sağlanır. Böyle yetiştirilen birey hem sergilediği bir davranışın doğru ya da yanlış olduğuna kendi başına karar verebilir hem de hatasını düzeltecek bir yol düşünebilir. Uzun vadede üstbilişi (düşünmeyi düşünme) gelişmiş bir birey yetiştirilmiş olunur. Peki bunu toplum olarak ne kadar yapıyoruz? Belki yüzde beş :) Yapmayan-yapamayan gruba ben de dahilim.
Paylaştığınız yaşantı gerçekten güzel bir örnek dinlemeyi bilmeme sorunumuz var ne yazık ki. Bir söz var kime ait olduğunu anımsayamadım. Anlamak için değil cevap vermek için dinliyoruz. Benim gözümde bu dinlememek demektir. Ve dediğiniz gibi yoldan geçen herhangi birine yardım etmek için dahi olsa sesimizi değdirmekten çekiniyoruz. Umuyorum ki bu problem eğitimle yok olacak :) Tekrar teşekkür ederim, sağlıcakla...
Yazı hoşuma gitti gerçekten. Yalnız, yukarıdakilerin hepsi birden uygulandığında iletişime nasıl geçebileceğim konusunda biraz tıkanmadım değil :D
Geriye dinlemek ve anlatmak yerine göstermek kalıyor.
Aynı zamanda bence yukarıdakilerin neredeyse hepsi aşırıya kaçılmadan kullanıldığında iyi birer iletişim aracı olarak kullanılabilir. Burda en önemli nokta gerçekten ama gerçekten karşı tarafı dinlemek ve nasıl bir iletişime ihtiyacı olduğunu anlayıp ona göre hareket etmekten geçiyor.
Konu, durum ve o anki ihtiyacım özelinde avutulmaya da ihtiyacım olabiliyor, nutuk çekilmesine de, ve hatta bazen emir verilemesinin bile olumlu geldiği durumlar olabiliyor.
Herşeyde olduğu gibi iletişimde de çeşitli yolların aşırıya kaçılmadan -dozunda- kullanılmasının faydalı olduğunu düşünüyorum.
İkinize de, buradaki en hassas noktanın ve iletişimin temelinin dinlemek olduğu konusunda katılıyorum. Dinle ki anlayasın, dinle ki tanıyasın, dinle ki yorumlayabilesin, dinle ki iletişime geçebilesin :D
Yorumunuz için teşekkürler öncelikle :)
Elbette ki bu yazı, her zaman bu yolların birkaçını saplantılı bir şekilde kullanarak iletişim kurmaya çalışan bireyler için olumsuz. İfrat ve tefrite kaçmamak gerekiyor. Biri sizi sürekli överse, sürekli sizinle alay ederse, size sürekli yol gösterir ve yolu sizin bulmanızı engellerse iletişim problemi oluşur. Doğru zamanda doğru tavrın sergilenmesi gerekir.
Bunun dışında iletişimde her iki tarafın da doyuma ulaşması çok önemli. Dinlendiğinizi hissettiğinizde sizi dinleyen insana da konuşma hakkı sunuyor iseniz iletişim kurulacaktır. Şu an bir yolculuktayım ve bu uzun ve mükemmel yorumunuza internetimin çektiği sürede bu kadarcık yazabiliyorum affola :)
Cevabınız ve ilginiz için ben de teşekkür ediyorum. Öğüt verme kısmını birkez daha düşündüm. Dediğiniz gibi öğüt vermekten öte örnek olarak rehber olmalıyız sanırım. Şu an evli değilim ama ileride çocuk sahibi olduğumda onu en iyi şekilde eğitebilmek için öncelikle kendimi eğitmeliyim diye düşünüyorum.Böylece ona iyi bir rehber olurum ve öğüt vermeden kendi farkındalığı ile doğru-yanlış ayrımını yapabilen iletişimi gücü yüksek bir birey olmasında ona yol göstermiş olurum. Bu konuda yanlış düşündüğüm herhangi bir husus olursa daima hatalarımın düzeltilmesine açığım. Sizlere tekrardan teşekkür ederim.
Ne güzel, okuduğu birkaç satır ile hem kendinin hem toplumun eksik yanını bulup çözmek için seçenekler aramak. Tebrik ederim, çok yüce bir tavır. Hep iyilere denk gelin, ben teşekkür ederim:)
Güzel dilekleriniz ve övgünüz beni gururlandırdı. Aynını sizin için de dilerim ve teşekkür ederim. Umarım iyi dileklerimiz, iyilik dolu kalpler bu güzel toplumu daha iyi noktalara getirecektir.Geleceğmiz parlak olsun.
Congratulations @eleadora! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of posts published
Click on any badge to view your own Board of Honnor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
By upvoting this notification, you can help all Steemit users. Learn how here!
Merhaba :) Dokuz Eylül Eğitim Fakültesi'nde Yrd.Doc.Dr.Metin Mısırlı'dan hiç ders aldınız mı acaba? Elbette eğitim bilimleri alanında bir çok defa iletişim konusunu dinlemişsinizdir. Anlatılanlar da birbirine çok benzer olabilir. Ama bana özlediğim Metin Mısırlı derslerini hatırlattı :D
Merhaba Selin Hanım, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuyum. Kendisinden hiç ders almadım fakat çok merak ettim şu an :) Eğitim müfredatı aşağı yukarı aynı. Anlatım tarzı ve örnekler değişken. Yorumunuz onure etti teşekkür ederim :)