Hepimiz hayatımızın temposunda kaybolup gidiyoruz. Bazılarımız çalışmaktan yoruldu bazılarımız iş aramaktan. Kimilerimiz hayat telaşı içinde kendine bile yer bulamazken yaşamımız boyunca başımıza gelen her olayın birinci dereceden öznesi olduğunu unutuyor ve stres denilen, adım adım tüketen manevi rahatsızlık hissini üzerine bir elbise gibi giyiyor. Kimilerimiz dedim ancak sanırım bu, hepimiz için böyle.
Sahiden kim stresten uzak yaşayabiliyor ki, eminim hepimizin aklında gözlerden uzak bir kasabada kendi ektiğimiz çiçekleri sularken huzurun kokusunu içimize çekeceğimiz bir günü muhakkak hayal etmişizdir. Peki, gündelik hayatta bir mühendis olarak söylemeliyim ki, ben ne yapıyorum stresle mücadele için?
Her gün yeni bir gün gibi hissettiren, yaşama dört elle sarılacağım, etrafıma neşe, bedenime sağlık saçtığım, pozitif düşünce ile her anımı kıymetli kıldığım düşüncesi geliyor aklıma. Çok isterdim değerli dostlar ancak ben maalesef bunları yaşayacak kadar çok olumlama yapmadım sanırım ömrümce. Sizlere kişisel gelişim kitaplarındaki şeyleri yazmak, sosyal medyada bir karikatür, bir manzara resmi altına yazılmış bir çift güzel söz de söyleyemem. Yaşantım oldukça meşakkatli olduğu gerçeği her birimizin yüzüne çarpıyorken, bence en doğrusu ne biliyor musunuz? Duygularınızı kontrol edebilmek. Etrafımdaki insanların beni enerjisi bitmeyen biri olarak tanımlamasının nedeni kendimi boş bırakmıyor olmam. Boş kalınca stres, stresi fark etmeye ve onun yerini alan depresyon, mutsuzluk, değersizlik hissine bırakıyor yerini. Bunu anlatmamın nedeni şu, hayat iniş çıkışlar ile karşımızda. Eğer mutsuz olmasaydık mutlu olabilmemizin bir anlamı olmazdı. Önce mutluluk var oldu sonra onun yokluğuna mutsuzluk dendi. Yani biri diğerinin yerini dolduramasa da her zaman birlikteler. Eğer stresimin sebebi mutsuzluksa, kabul etmeli ve az önce söylediğim duygu kontrolüne yönelmeliyim.
Peki, bu duygu kontrolü nedir, nasıl yapılır?
Öncelikle ihtiyacınız yeni bir farkındalık ve biraz zaman. Zaman ile öğrenilecek olan bu otokontrol şeklinin temeli çok sevinmemek ve çok üzülmemekte saklı. Yani kendinize duygular ile yaptığınız dozaj yüklemeleri ile ne kadar sarsılırsanız etkisi de o kadar fazla olacaktır. Sakın aklınıza monotonluk gelmesin.. Öyle olmayacak elbette. Eğer çok sevinç ya da çok hüzün yükselişlerini kontrol edebilirseniz, size akıllıca yaşayabilmeyi vaadeder. Bir çiçeğin açışı sizi belki bulutlara çıkarmaz ama bir işi kaçırmak da sizi tarumar etmez. Kısacası olayların doğal seyrine karşı çıkmamak, yani kabullenmek.Umarım size anlatmak istediklerimi net bir dille aktarabilmişimdir. Hayatımı düzene sokan motto bu olmuştur.
Naçizane tavsiyeme vakit ayırdığınız için teşekkür ederim ve size bol huzurlu saçınızın tek telinin beyazlamadığı bir yaşam dilerim...
Yazıda Kullandığım Görseller Pixabay sitesinden alınmıştır.
Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by kagantrky from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.
If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.