Bazen öyle bir an gelir ki birey kendini kapana kısılmış bulur. Birey kapana kısıldıkça, çıkış yolunu bulmak için ilerleme göstermek zorunda kalır. Bu da bir dizi reaksiyonu tetikler. İlerleme gelişmeyi, gelişme ise değişimi peşinden getirir. Birey ilerledikçe gelişip değişmeye başlar. Bu değişim bazen kontrollü olur ve nihayetinde istenilen noktaya varılırken bazen ise dış etkenler bireye baskın gelir ve bireyin değişim süreci ondan bağımsız işler. Tüm bu değişim ve gelişim süreci köken olarak düşünceye dayanır. Ancak birey değişme düşüncesini sahiplenirse tüm bu süreç başlar aksi taktirde bireyin dönüşümü sadece sistemin onu dönüştürmesi ile mümkün olur. Hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde bu tarz bir noktada bulabiliyoruz kendimizi. Hayatımız hakkında radikal kararlar almamızı gerektiren noktalar. Bu tarz kararları almakta uygulamakta zordur. Her zaman birileri buna engel olur veya engel olacak etmenlerin doğmasına sebep olur. Bireyselliğe uzak ve topluma bağımlı bir yaşam süren birisi için kaçınılmazdır sanırım bu. Yani eğer insan kendi başına eğlenmeyi, vakit geçirmeyi, mutlu olmayı kısmen dahi olsa başaramıyorsa hayatınca ciddi kararlar almakta zorlanacaktır. Çünkü bağımlısı olduğu kişiler ve onlarla birlikteyken yapabildiği aktiviteler her zaman onunla bu karar arasında bir engel teşkil edecektir. Bu yüzden zaman zaman insanın yalnız kalıp kendisini ve sınırlarını keşfetmesi gerektiğini düşünüyorum. Anca bu şekilde gerçek anlamda özgürlüğe yaklaşırız ve Spinoza’nın dediği gibi birey özgür olmadan mutlu olamaz.
Good. Upvoted. Resteemed. Thanks.
@geko099 "insan tek basına kaldığında yalnız kalmayacak sekilde yetistirmeli kendini" diye bir söz vardı. güzel bir paylasım olmus tesekkürler
A wonderful publication Greetings to wish you a beautiful day Please support me on my page+follow