20 Milyon Lirayı seçtim resim olarak çünkü Atamın şu bakışlarına bakar mısın ya! (Kaynak)
Aslında bu konuda benim gibi birinin kalemine kadar düşecek değildi ancak hayat her Türk vatandaşını bir ekonomi uzmanı yaptı. Kültürümüzde kahvehanelerin yeri zaten malum, memlekette kahvehanedeki dayıların ekonomi anlayışına göre yönetildiğine göre çok takılmamak lazım diyor ve öngörülerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
Burada yazdıklarım sadece kendi görüşüm olmakla beraber şahsımın hiçbir siyasi parti ve ideolojik/dini görüş ile alakası yoktur. Şimdi durduk yere damga yemeyelim, baştan ben söyleyeyim.
Türkiye Batıyor Mu?
Aslında battı da sizin haberiniz yok. Bizim de yok. Hatta yönetenlerin de yok. Herhalde haberleri olsaydı biraz daha düzeltmek için çaba harcarlardı. Gerçi işlerin her geçen gün daha da fosseptik çukuruna gittiğinin farkında olmasalar iki ay sonrasına erken seçim koymazlardı ama yine de akıbetin ne derece kötü olabileceğinden tam olarak emin değiller bence.
Neden derseniz? Aklı başında hiçbir insan krize gittiği bariz olan bir ülkeyi bu zor zamanında yönetmek için bu denli çaba sarf etmez. “Ya bırak bu batağa o sürüklensin, bende bundan nemalanayım” der. Tabi vatanseverlik boyutu ayrı, ona zerre lafım yok. Bana kalırsa yakında öyle günler gelecek ki her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ülkesini ayağa kaldırmak için elini taşın altına koyması gerekecek.
Neden Böyle Karamsarım?
Stemitte küfretmek istemiyorum ama bu durumda edilecek çok küfür var anacım. Zamanında Levent Kırca ve Oya Başar’ın “Olacak O Kadar” programları olurdu. Ah ne güzel günlerdi o günler. Herkes hapse düşme korkusu olmadan istediğini söyleyebiliyordu. Devlet böyüklerini ne şekillere sokuyorlardı da hiçbir yaptırım ile karşılaşılmıyordu.
Şimdi işin teknik detaylarına girersek, göz görüyor, beyin biat kültürü ile yıkanmamışsa az dahi olsa algılayabiliyor. En azından hepimiz az buçuk alışverişe çıkıyor, makarnaya para veriyoruz. İstediğimiz kadar olmasa da BİM’in sağladığı imkanlardan yararlanarak Le Cola’mızı içiyor, Ülker Çubuk Krakerimizi 25 kuruştan 50 kuruşa çıkardıklarının farkına varıyoruz. (Ama adamların hakkını yemeyelim, eskiden içinde 33 tane varmış şimdi 56 tane koyuyorlarmış. Yani aslında zamlanmamış, güncellenmiş.)
Bakın dolardan, avrodan bahsetmiyorum. Birçoğumuzun burada olma sebebi temelde para kazanmak. Steemit ile kazanılan para da bir şekilde dolara endeksli. Ülkede en çok kazandıran meta döviz. 5 senede yüzde 100 kazanıyorsun daha ne olsun. Ekşisözlük’te size bu imkanı tanısalardı kaçınız burada yer alırdı ki? Ulen kaç entryim debe’ye girdi ekşide, insan bir teşekkür eder değil mi? Ha pardon, onlar da ağaç dikmeye başlamışlar şimdi. Ekşişeyler’de yayınlanan entryleriniz için sizin adınıza bir fidan dikiyorlarmış. Eminim kanzuk o fidanları Orman Bakanlığının geçenlerde bedava dağıttığı zarflardan çalmıştır ya neyse.
Velhasıl anacım (bir Oya Başar modum eksikti bu yazı ile onu da elde ettim sanırım), eğer Türkiye’de yaşıyorsanız birikimlerinizi kripto paralara, dövize ve altına yönlendirme vaktindeyiz. Seçim gelecek geçecek, olan yine vatandaşa olacak. Birkaç yıl daha ülkeden ümit beslemeyin. Ama üretin, ister burada içerik üretin isterseniz evinizde şarabınızı üretin, isterseniz de bahçenizde yeşilliğinizi üretin. Ama ülkenizi seviyorsanız üretime katkıda bulunun. Bu ülkenin başka kurtuluşu görünmüyor.
Pesimist habercilik servisi hepinize iyi günler diler, artık ne kadar iyi olur orasını bilemem.
Bakışlar gerçekten çok derinden ve etkili. Yazın da bir o kadar akıcı ve bir çırpıda okunası. Söylediklerine katılmamak ne mümkün ülke ekonomisini ve dolayısıyla bizi zor günler bekliyor.
teşekkür ederim, bundan sonra ara sıra içimi dökmek istiyorum burada.