Kara delikler tüm fizik kurallarını alt üst ederler. Tam olarak ne oldukları bilinmeyen bu nesneler oldukça gizemlidirler. Sınırsız bir çekim gücüne sahiptirler. Öyle ki ışık dahi onlardan kaçamaz. Bu da kara deliklerin aynı zamanda ışıktan dahi hızlı olduklarını gösterir. Çekim güçleri o denli güçlüdür ki karşılarına çıkan, gezegenleri, yıldızları, güneş sistemlerini ve hatta tüm bir galaksiyi dahi içlerine çekebilirler. Elbette ki içine çektikleri kütlenin boyutlarına göre bu süreler bazen milyonlarca yılı dahi bulabilmektedir.
Bazı bilim adamları kara delikleri paralel evrenlere açılan geçit kapıları olarak da nitelendirmektedirler. Bunun doğruluğunun veya yanlışlığının kanıtlanması günümüz teknolojisi ve insan algısı açısından mümkün görünmemektedir. Gelecekte bir gün bu sorunun cevabının bulunabilmesi muhtemeldir. Kara deliklerin güçleri yer çekiminden gelmektedir. Fakat kara deliklerdeki yer çekimi o denli güçlüdür ki ölçülemez. Çok uzak yıldızlardan gelen ışıkları dahi bu çekim gücü ile bükebilir. Işık kara deliğe çok yaklaşır ve olay ufku dediğimiz geri dönülmez alana girerse ışığı yutar. Işık kaçamaz. Kara deliklerin sim siyah olma sebebi de bundandır. Yani her şeyi yutarlar ve hiçbir şeyi yansıtmazlar. İçleri giren bir şeyin dışarı çıkması mümkün değildir. İçlerine her şeyi alabilirler. Fakat hiçbir şeyi dışarıya püskürtmezler.
Eğer bir kara delik güneş sistemimizin içerisine girerse gezegenimizi param parça ederek içine çeker. Güneş sistemimize girecek bir kara deliğin oluşturacağı yıkım o denli büyüktür ki çekim gücü ile güneş ve diğer tüm gezegenleri yörüngelerinden saptırarak onları birbirleriyle çarpıştırabilir. Bu durum tam anlamıyla bir kıyamettir. Ayrıca dünyamıza yaklaşan bir kara delik astroid kuşağı dene alandaki tüm maddeleri çok süratli bir şekilde etrafa fırlatabilir. Bunlardan birçoğunun rotası da hiç şüphesiz ki mavi gezegenimiz olacaktır. Bize yaklaşan bir kara delik ilk olarak hava küreyi, atmosferimizi, sonrasında da gezegenin tamamını içine doğru çeker ve sonsuza dek yok eder.
Kara deliklerin ağırlıkları akıl almaz derecede fazladır. Kara deliklerin ne denli ağır ve yoğun olduğunu anlayabilmek için dünyamızdan bir örnek verelim. Dünyamızı çok fazla sıkıştırarak küçülttüğümüzü hayal edelim. Öyle ki atomlar dahi çökene kadar sıkıştıralım. En sonunda dünyamız bir golf topu boyutuna kadar sıkışsın. Boyutu bu denli küçülmüş olsa dahi dünyamız ağırlığından hiçbir şey kaybetmemiştir. Ancak yoğunluğu inanılmaz derecede artmıştır. İşte kara deliklerin gücü de bu yoğunluklarından gelir.
Evrende en büyük yer çekimini oluşturan yerler büyük yıldızlardır. Bu yıldızlar o denli büyüktürler ki bazıları güneşimizden onlarca kat ve hatta yüzlerce kat daha ağırdırlar. Büyüklükleri oranında da artan bir yüksek çekim gücüne sahiptirler. Büyük bir yıldız patlayarak yok olduğu zaman süpernova dediğimiz olay gerçekleşir. Eğer ki güneşimizden yüzlerce kat daha büyük bir kütle ve yer çekimine sahip bir yıldız enerjisini tamamen tüketip patladığında ise hipernova dediğimiz insanı dehşete düşüren bir patlama meydana gelir. Bu şu ana kadar evrende bilinen en büyük patlamadır. Bu büyük patlama kara deliğin doğumunu tetikleyen bir takım zincirleme reaksiyonları tetikler. Yani her yıldız yok olup patladığı zaman kara delik oluşturmaz. Kara deliğin oluşturması için bu yıldızın muazzam boyutlarda olması ve hipernova oluşturacak kadar büyük bir şiddetle patlaması gereklidir. Bazı küçük yıldızlar ise kara delik oluşturmazlar ve beyaz cüce denen sönmüş bir yıldız olarak kalırlar. Hipernova patlamaları o denli yıkıcıdırlar ki bunların ortaya çıkardıkları gama ışını patlamaları ışık hızında her iki yöne doğru evrende hızla yayılırlar. Bu patlamanın otaya çıkardığı enerji 1 saniyeden daha kısa sürede güneşin tüm ömrü boyunca ürettiği enerjinin yüzlerce kat daha fazlasıdır. Gama ışını patlamaları yollarına çıkan her şeyi kızartırlar. Eğer bizim galaksimizin yakınlarında veya içinde bir gama ışını patlaması oluşsa bu durum gezegenimizi yok edebilecektir. Şans eseri bunlar galaksimizin dışında ve uzak noktalarda oluşmaktadır.
Kara deliklerin daha uzun yıllar gizemlerini koruyacaklardır. Belki de asla sırlarını çözebilecek kadar yaşamadan küresel bir felaket veya uzaydan gelen bir yıkıcı güç ile yok olacağız. Tüm bunlara rağmen bilim insanlarının araştırmaya devam etmeleri, bu fenomene kafa yormaları, gelecekte bir gün belki de sır perdesini aralayacaktır.
Hepinize iyi günler.
Resim Kaynakları: Onedio, Youtube