Bir rivayete göre İran Şahı, Yavuz Sultan Selim'e mücevherlerle dolu bir sandık gönderir. Sandık açıldıkça değerli eşyalar çıkar ve sona doğru değişik kokular. İran Şahı, meğer sandığın dibini dışkı ile doldurmuş. Yavuz Sultan Selim bu harekete yanıt olarak hemen gül kokulu lokumlardan hazırlatır ve elçi ile İran Şahı'na gönderir. Şah lokumları yer ve dibindeki not ile karşılaşır. O notta şöyle yazmaktadır.
"HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER."
Yukarıda aktardığım hikaye gerçekten mi yaşandı bilmiyorum ama bayılıyorum böyle ayar vermelere. Buna benzer birçok yerli ve yabancı ayar verme hikayesi var. Hepsini okuyunca "vay be" derim içimden. Hastasıyım taşı gediğine oturtan, hazır cevap insanların.
Bu hikayede Yavuz Sultan yerine sıradan biri olsa sanırım hikaye şöyle biterdi: Sandık açılıp içinden dışkı çıkar ve sultan: "Ayıptır yahu, bu nedir ya? Adamlık mı şimdi bu? Pis herif.. Vezir!! Derhal büyük bi sandık yaptır, yeniçerilere de söyle 2 katı sıvasınlar içini."
Ee hani nerde zeka pırıltısı, nasıl ayar vermek bu. Tarihe geçecek bir konuşma olmadı değil mi bu? Zaten olmasın da...
Peki günümüzde var mı böyle taşı gediğine oturtan adamlar. Maalesef yok, en azından ben göremiyorum. Toplumun en tabanından en tavanına mahalle ağzı, argo kelimeler ve sürekli bir bağırış çağırış hakim.Ne diyelim, O zeki adamlar, o güzel atlara binip gittiler...
Güzel hikaye.Bana Yiğit Özgür'ün "Ben Olsaydım" karikatür serisini hatırlattı 😊
Ben teşekkür ederim yorumunuz için
Çok güzel bir hikayedir.Hatırlattığın için teşekkürler.
Teşekkür ederim yorumunuz için ☺
@originalworks
The @OriginalWorks bot has determined this post by @hikayeci to be original material and upvoted it!
To call @OriginalWorks, simply reply to any post with @originalworks or !originalworks in your message!