Günlerden Cumartesi idi. Bahçede oturup çayını içen depo görevlisi arkadaşımızın whatsapp üzerinden attığı resim ile yerimden koşar adımlarla fırladım. Böylesine şirin bir köstebek ilk defa görecektim. Hep gördüklerim benim irkilmeme sebep olan cinstendi. Her neyse koştum nerede köstebek diye sorduğumda arkadaşın şaşkın bakışları içinde ne köstebeği ağabey demesiyle irkildim. Bu sefer köstebek değil arkadaşımdı benim irkilmeme sebep olan. Şaşkınlıkla ne öyle ise o nerede diye sordum. Neyse arkadaş gösterdi yerini.
İnanılmaz bir varlıktı karşımdaki. O gördüğüm köstebek diye koştuğum aslında bir kelebekti. Kanatlarındaki o gözler kafasının üstündeki tüyler beni heyecanlandırmıştı. İlk defa bu kadar büyük ve böylesine şaşırtıcı bir kelebek ile karşılaşıyordum. Evet belki çok fazla kelebek çeşidi görmüştüm (2016 Antalya EXPO'da kelebeklerin yer aldığı bir oda mevcuttu). Ama bununla ilk kez karşılaşıyordum. Daha fazla şaşkınlığımı gizleyemedim. Fotoğraflarını çektim hemen. İncelerken yakından bir tane duyu organının koptuğunu ve bu sebeple bu kadar süre bize tepki vermeden, kaçmadan durduğunu farkettim. Yani kelebeğin ömrü kısalmıştı. Belki o gün belki bir başka gün hayata kapayacaktı gözlerini. O güzelim kanatları yok olup gidecekti. Belki diğer hayvanların zararlarından korunmak için yaratılan o kanatlar bir rüzgarla savrulup gidecekti.
Kelebeğin yaralı olduğunu fark edince; arkadaşlara bunu evime götürüp kızıma göstermek istediğimi söyledim. Onlar önce direndiler ama yaralı olduğunu gösterdiğimde onlarda hak verdiler. Bu güzelliği kızımda görmeli ve onun heyecanını da ben görmeliydim. Bir kavanoz yardımı ile kelebeği aldık ki kaçmak içinde hiç çabalamıyordu. Belki bir antenin olmaması onu çok etkiliyor ve hislerini düşürüyordu.
Akşam eve götürdüm ve önce elimdeki poşeti uzattım. Kızım onu aldıktan sonra koşarak teyzesinin yanına gitti. Diğer elimdekini göstermemiştim ve oda fark edememişti. İçeriye girdim eşim karşıladı kapıda ve ona gösterdim kelebeği. Kendisi biraz böceklerden korktuğu için hemen atmamı istedi. Bende size değil kızıma getirdim dedim. Elif Nisa(kızımın adı, 4 yaşında ) diye seslendim, baktım gelmiyordu. Teyze ile oyuna dalmış. Koştum yanına ve kelebeği gösterdim. Birden sevinçli sevinçli gözlerinde gülücükler ile ellerini uzattı. Çok seviyor böcekleri kendisi. Saatlerce onu izledi. Sonra artık almam gerektiğini ve sabah uçup gitmesi gerektiğini söyledim. Bana istemeyerek de olsa verdi. Gece saksıların üzerine kavanozun ağzını açarak bıraktım. Sabah çıkmadığını gördüm ve kendim çıkardım. Sonra dışarıya çıktık gezdik geldik. Ama geldiğimde halen oradaydı. Artık vaktini doldurmuş ve ölümü beklediğini hissettim. Belki buna bir duyu organının eksikliği sebep oldu. Belki de vakti gelmişti. Bilemiyorum ama kelebeğin ömründen bir gününü bizimle geçirmesi bizi çok mutlu etti. Rabbim öylesine güzel öylesine ilginç varlıklar yaratıyor ki; bu kelebekte onlardan birisiydi.
Fotoğraflar iPhone 6 Plus kamerasından çekilmiştir.
Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık, kelebekler çok ihtişamlı ve kibar varlıklar, malesef ömürleri kısa.
İyiliğinize teşekkür ederiz
You got a 28.10% upvote from @minnowvotes courtesy of @ihh!
This post has received a 33.33% upvote from @aksdwi thanks to: @ihh.