Ülkemizde evlilik çağına gelip de üzerinde mahalle baskısını hissetmeyen yoktur herhalde. Bu çağ aralığı her geçen yıllar değişse de genel itibariyle 24-35 yaş aralığında olmaktadır. Tabi 30 yaşınıza yaklaştığınızda bu baskı daha bir hissedilir olur. Hele ki üniversite falan okumadıysanız daha gençliğinizin baharında yani 20’lerin başında bunu daha da hissedersiniz.
Peki nedir bu mahalle baskısı? Öncelikle aile, daha sonra akrabalar daha sonra mahalle yani komşularınız. Erkekler açısından okulunu okumuş, askerliğini yapmış ve iş de bulmuşsa şartlar olgunlaşmış demektir. Ailemiz ve akrabalarımız için atağa kalkabilir artık. Ailemizden kastımız tabi öncelikle annelerimiz. Hemen sağa sola haber salmalar ya da düğünlere derneklere giderek alıcıları açıp etraftan kız beğenmeler başlar. Tabi bunun için kısa bir süre beklerle belki sevgiliniz falan vardır diye de bu bekleyiş formalite. Ağız aramaları ve sorgu sual bitince evde sürekli evlilik muhabbetinin açılması, evlilik şakaları, düğünlere, organizasyonlara, akraba ziyaretlerine zorla götürmeler şiddetini arttırmaya devam eder, bayram ziyaretleriniz bile bunun üzerinden dönebilir. Bunları niye mi anlatıyorum o yaşlara geldiğinizde bunlara hazırlıklı olun diye, belki de artık bunların değişmesi gerektiği için.
Kızlarımıza gelince de durum bundan pek farklı değil. Ama erkeklere göre daha az baskı olduğu düşünülse de evde kalma deyiminin üzerinize yapışması endişesiyle hayatınıza devam ediyorsunuz. Sizin hiç aklınızda olmasa bile annenizin çeyiz hazırlıklarınızı tamamlamaya başlaması, sanki yarın gidecekmişsiniz gibi danteller, nevresim takımları, süslü süslü yatak örtüleri ve çoğunu kullanmayacağınız ama annenizin heves edip aldığı birçok şeyle baskıyı iliklerinize kadar hissetmeniz olası bir şey. Evlilik kötü bir şey değil elbet ama böyle mahalle baskılarının var olması yanlış insan tercihi yapmanıza sebep olabilir.
Herkesin tercih hakkı da olmayabiliyor maalesef. Zorla evlendirmeler, kız kaçırmalar gibi hoş olmayan uygulamalar mevcut ülkemizde. Özellikle de lise veya üniversite okumayan ya da okuyamayan gençlerimiz mahalle baskısına daha fazla maruz kalıp genç yaşta evlenmek zorunda kalabiliyor. Bu da genç yaşta hayatın yükünü erken omuzlamak anlamına geliyor. Umalım da erken ya da geç olsun huzurlu yuvalar olsun. Mahalle baskısından ziyade severek evlenen eşler bir ömür mutlu olsun.
ilk fotoğraf gayet güzel özetlemiş konuyu.
baskıdan kurtulmanın yolu kaçmaktır. aslında ilk seçenek savaşmaktır ama bütün sülaleye laf anlatamayacağınız için kaçmak lazım. mümkünse başka şehirde işe başlıyorsunuz ve bam. mahalle baskısından eser kalmadı.
HERKESE KARŞI TEK BAŞINA (seul contre tous)