Tercih dönemleriyle birlikte yüzbinlerce gelişimini henüz tamamlamış genç çocuklar, hayatında ciddi bir kararın eşiğinde bekliyor, bunu yönlendirmek için çaba sarfediyor.
Özellikle sanayileşmenin ülkemize getirdiği en büyük etki olarak okumuş ve eğitimli kesim yaratma amacı sonucunda üniversiteler, artık eskisi gibi bir opsiyon değil, zorunluluk haline geldi. Bugün lise çağındaki neredeyse bütün öğrenciler, bir şekilde üniversite okumak istiyor, fakat neden sorusu yöneldiğinde, bunu toplumsal cevapların ötesinde cevaplayamıyor.
Bir yandan yüksek lise, bir yandan farklı öğrenme teknikleriyle yeni bir hayata giriş olan üniversite, artık insanların beklediği talepleri karşılayamıyor. Zira toplumda halen üniversitenin insana fazla para kazandıracağı algısı hakim durumda. Fakat üniversite, bunun çok daha ötesinde bir anlama sahip.
Bugün, amacı para kazanmak olan bir kişinin üniversite okumak yerine bir teknik lise mezunu olup bir an önce hayata atılarak para kazanması, üniversitede harcaması gereken birikimle bir iş kurması çok daha mantıklı bir çözüm olarak önümüzde duruyor. Peki üniversite değerini tamamen kayıp mı etmiş oluyor? Cevabı en kısa şekliyle hayır diyerek geçmemiz gerekli. Zira Avrupa ve diğer tüm gelişmiş coğrafyalarda, üniversitenin bir insana düşünebilme kapasitesi katmak için var olduğunu görebiliyoruz. İşsizlik sıkıntısı yaşamayan bir ülkede yaşayan bir genç, üniversitede düşünebilmeyi, doğru bildiği algıların aslında sandığı gibi olmadığını, olaylara farklı perspektiflerden bakmayı öğrenmek amacıyla üniversite okuyor. Bu sayede oluşan farklılıklar ve kişisel değişimi ile 4 sene sonunda artık eskisinden daha ileriye bakan, eskisinden daha özerk bir insan olarak toplumun ekonomik ilişkilerinde rol alıyor.
Bir patron olduğunuzda iş hayatında kimse size işçilerle aranızdaki diyalogu ne açıda diri tutmanız gerektiğini anlatmayacaktır. Ya da bir reklamcının, ürününü ne gibi çekici detaylarla donatması gerektiği şirkette yazılı bir kural olarak geçmeyecektir. Fakat iyi bir üniversite mezunu birey, toplumun sosyolojik yapısını doğru çözümleme yeteneği kazandığı için bu sayede iş hayatında önüne çıkabilecek her türden farklı seçimde, talebin ve ilginin ne yöne kaydığını bileceği için, üretimi de bu yönde olacaktır. Eğer hızlı bir biçimde para kazanmak istiyorsak, farklı birçok para kazanma yöntemi sayabiliriz. Fakat üniversiteler insana bir meslek kağıdı değil, ciddi bir hayat vizyonu katmak, düşünülemeyenleri düşündürmek için ortaya çıkmıştır, ve buna hizmet etmelidir.
Congratulations @istanblue! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of upvotes received
Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
güzel bir konuya değinmişsiniz. günümüzde herkes ilerde daha çok para kazanmak için üniversiteye gidiyor. ve bu durum çoğu için daha çok para kaybetmeyle sonuçlanıyor. bu açıdan bakmamak lazım üniversiteye. ama bu düşünce yapısını da üniversiteyi bitirdikten sonra anlıyorsunuz işte iş işten geçmiş oluyor :) cesaret ve özgüvenimiz yok ki okulu yarıda bırakıp hayallerimizi süsleyen işlerin peşinden koşalım. maalesef. anne baba ve toplum baskısı işte.
bu zamanda birazda şansınız ve tanıdığınız olması lazım aslında :)
Güzel bir yazı fakat üzücü bir durum daha var. Türkiye'de kaçtane gerçekten Üniversite kalitesinde Üniversite bulunuyor? Sanırım bir elin parmaklarının sayısını geçmiyor. Geri kalanı ise YÜKSEK LİSE statüsünde.