Merhaba herkese,
Yine garip başlıklı ve uzun bir yazı ile muhatap ediyorum sizi. Umarım okurken keyif alır, yorumlarınız ile içeriğe katkıda bulunursunuz ve postun altında güzel bir sohbet döner. Genelde yazdığım bloglara başlık seçerken yazı içerisindeki anahtar kelimeleri kullanmayı seviyorum. Çünkü olabildiğince birbirinden farklı konuları tek potada eritip bir şeyler anlatmak hoşuma gidiyor. Dolayısı ile ortaya bu tarz garip ve ilgi çekici başlıklar da çıkmış oluyor. Bu yazının konusu aslında iş hayatı! Ama hangi sektörde?
Benim iş hayatım son derece garip ilerledi ve muhtemelen öyle olmaya da devam edecek. Aslında her şey Hugo Boss'un neon mavisi bir güneş gözlüğünü beğenmem ile başladı. Bundan tam 4 yıl önce, bir bayram arefesiydi. Gözlük gerçekten güzeldi, almak istedim ama yeterli nakitim yoktu, fiyatı tuzlu olduğundan ailemden istemedim parayı. Çünkü onlarında söyleyeceği gibi olay tamamen gereksiz bir lüks istekti. O sırada AVM'de Tudors mağazasında bayram için destek eleman aradıklarını gördüm. Hemen başvurup başladım ertesi gün. Tüm bayram bir gömlek mağazasında çalışıp o gözlüğü aldım. İlginç olan hayatımda ilk defa çalışıp para kazanmıştım. Fakat gereksiz bir gözlük için. Yani daha ucuz bir markanın gözlüğünü alacak kadar nakitim vardı fakat o gözlük farkında olmadan bir reaksiyon başlattı hayatımda.
İkinci çalışma maceram bir sonraki bayramda Defacto'da satış temsilcisi olmam ile gerçekleşti. Giyim sektöründe insanlara bişiler satmak, onları ikna etmek ve genel anlamıyla pazarlama hoşuma gitmişti. Bu defa da Adidas'ın DragonBelgrad'a gidecektik ve onun için para biriktiriyordum. Yaklaşık 4 ay garsonluk yaptım ve müşterilerle sürekli iletişim halinde olmaya özen gösteriyordum. Belgrad maceramızdan sonra ilk defa gerçekten çalışmam gerektiği için, para için blog yazmaya başladım ve ardından Steemit'i keşfettim! serisi bir ayakkabıyı almak için işe girmiştim. Sonrasında asıl haz aldığım şeyin para kazanmak veya küçük hedeflerimi gerçekleştirmekten çok hiç tanımadığım insanlarla sürekli ve mecburi iletişim kurmam olduğuna karar verdim. Böylece bir kafede garsonluğa başladım. Tabi yine göstermelik bir hedef var, @vitruvianman ile
Steemit'de hem ihtiyacım olan parayı kazanıyordum hem de bambaşka bir dünyaya girmiştim. Kripto paralar, global bir network ve dijital medya içeriği üretimi üzerine her gün yeni şeyler öğreniyordum. İlk postumu atarken "Ayda fix 400 TL kazansam bana yeter."Importance of Engaging With People in SteemithodlCommunity Building on Blockchain Systems mevzuları (ingilizce yazınca daha havalı oluyor sanırım)foreks üzerine kitaplar alıp okuyan, çeşitli blockchain projelerinde çalışan, düzenli blog yazan birisine dönüştüm. Bu planımda yoktu. Çünkü yazının başında bahsetmediğim bir durum var, ben bir bilgisayar mühendisliği öğrencisiyim! diyordum fakat sonra olayın boyutu değişti. Bunu sadece gelir anlamında düşünmeyin, dünya görüşünüz ve olaylara bakış açınızı değiştirebilir Steemit. Tabi eğer doğru hamleleri yaparsanız. Steemit'de Belgrad anılarımı yazarak harcadığım parayı geri çıkartıp @vitruvianman ile Ukrayna'ya gittik. Orada @bluesky6, @lakethefire ve @limnade ile tanıştım. Bir çok şey konuştuk ve güzel bir dostluğun başlangıcını yaptık. Hatta bu buluşma ile ilgili şyle bir yazı yazmıştım : . Daha sonra @myego13 ile girdiğimiz maceraları, @sndbox ile başlayan , @vitruvianman ile gerçek hayattaki yatırım projelerimiz vs derken bir anda
-yazının da verdiği izlenim ile-Eğitim hayatım son derece garip ilerliyor çünkü okuduğum bölümü hobi olsun diye okuyan birisiyim, 2 yıl önce dizi senaristi olmaya hazırlanıyordum. Zaten @vitruvianman ile tanışmamız da bir senaryo atölyesinde olmuştu. Dışarıdan bakıldığında finish'e ulaşana kadar next-next yapan biri gibi duruyor olabilirim. Fakat aslında olay next yapmak değil, hiç yapamamak. Çünkü hala senaryo yazıyoruz @vitruvianman ile Kültür Bakanlığına. Hayatımızdan çıkardığımız, bir anlık bir heves değil yaptığımız hiç bir şey. Peki okul? Okul şu noktada tek ilginç nokta sanırım. Bir insan hobi niyetine neden mühendislik okur? Bilmiyorum. Fakat okulu bitirip diplomayı alıcam. Sanırım bu da benim küçük ve lükse kaçan hedeflerimden birisi. Fakat eğitim hayatımı ve bölümümü ilginç kılan hobi olmasından ziyade diplomaya ihtiyaç duymamam. Evet, diploma alma çabam hayatımdaki en gereksiz efor olabilir? Henüz tam karar veremedim çünkü malum bu ülkede her zaman en kötü senaryoya hazır olup her zaman B ve C planınızın olması gerekiyor.
Eğer yazılımcı olmak istersem diplomaya gerek yok, 1 yıl düzgün çalışıp kendimi bir dilde geliştirip alaylıBu ülkede hayat umutlarınızı hodl etmekten ibaret. Trade yapmaya yer yok. Ne demiş hoca "Ya 100bin $ olursa?" olarak çalışabilirim. Eğer yazılımcı olmayıp şuan yaptığım irili ufaklı işleri profesyönelleştirirsem yine diplomaya ihtiyacım yok. @vitruvianman ile ortak hayalimiz/hedefimiz olan New York'da senaryo-yönetmenlik eğitimi alma fikrini seçersem yine diplomaya ihtiyacım yok. Çünkü okul özel ve lisans şartı yok olsa da bizim diplomaların pek bir artı sağladığı yok. Yani 3 seçenekte de benim diplomaya ihtiyacım yok. İlginç olan bu bence. Önümde rahatlıkla girebileceğim 3 yol var ve hiçbiri üniversiteden geçmiyor. Yani iş hayatım belki de birkaç yıl içinde hedef ve arzularımın ötesine gidecek ama asla bu aldığım diploma veya eğitim ile ilgili olmayacak. Bence bu ülkenin eğitim sistemin en büyük ayıbı. Çünkü bu durum bir çoğumuz için geçerli. Okuduğunuz okul, aldığınız diploma mı sizi bulunduğunuz konuma getirdi? Ya da hayal ettiğiniz hayatı size okul mu verecek? Hiç sanmıyorum.
Bahsettiğin sektörler için diplomaya ihtiyacın olmadığı doğru ancak bu o sektörlerde yıllardır çalışan biri olarak söyleyebilirim ki aynı zamanda ciddi bir rekabet ortamı yaratıyor. Neden? Çünkü diplomaya ihtiyaç yok ;) Yeteneğe güvenmek ise hatalı çünkü sektör ne kadar yetenekli olduğuna bakmıyor. O yüzden kendi deneyimlerimden yola çıkarak derim ki sen gene de okulunu bitir, arada ufak tefek iş deneyimleri de kazan düzenli olmasa da bağımsız projelerde. Bir gün yaratıcı sektörlerin içindeki pisliklerden sıkılırsan köşeye sıkışmak yerine kendine alan yaratabilecek bir imkanın olsun.
Sanırım senaristlik üzerine bu yorumu yaptın :) Aslında New York'da eğitim almak da bir nevi diplomalı senarist olmak. Fakat global olanında. Eğer o yolu seçersem geri dönmeyebilirim, dönersem kapı gibi dünyanın en iyi film okulundan aldığım diplomam+yurt dışı deneyimim+yabancı dilim olacak. Bunlar bence sıyrılmam için artı puan olur ama yetmeyebilir. Global rekabete zaten girebilecek kadar yetenekli olduğumu sanmıyorum. Karışık yani işler biraz :) Seçmek zor, Mr.Nobody filmi aklıma geliyor böyle durumlarda. Bazen seçim yapmamak kartları yeniden dağıtır. Ama şimdilik bölümü bitirip diplomayı alıcam, bu kesin. Sonrası muallak. Yorumun ve değerli görüşlerin için çok teşekkür ederim :)
Evet sinema kısmı için söyledim. Sakın yanlış anlama "bırak bu işleri" demiyorum aksine kendi filmlerini yapabilmek için de para ve network önemli bir faktör. O kadar çok insan tanıyorum ki yeteneğine hatta güzel işler yapmalarına rağmen bıkkınlık içinde olan... O yüzden sadece tek bir alanda ilerlemek riskli. Aslında hayallerini sağlama almaktan bahsediyorum :) Her iki alanda da çalışmaya devam. Zaten hayatta tek bir şey yapmak çok sıkıcı :D
Umarım güzel işlerini görürüz ileride de, takipteyim.
ben de hobi olarak okumaya başlamıştım o bölümü şimdi fobi olarak devam ediyorum :)
"çünkü oralarda insanlar yıllar boyunca hiç soru sormadan durur."
yeter ki hayallerimizden vazgeçmeyelim azizim. gece gece yine çıkıp trafolara şiir dizeleri yazasım geliyor bak. neyse kem küm yapmaya gerek yok post gayet itinayla dokunmuş hayatın limansız kıyılarına. güzel olmuş.
Şaka bi yana, Mühendislik Fakültesinin en çok hangi tarafını seviyorum biliyor musun? Güzel Sanatlara bakan tarafını.
Çok teşekkürler azizim, o zaman sanata :D
"Ya 100bin $ olursa?"
Olmazsa da John McAfee düşünsün :D Ama hodl da hodl.
McAfee'den çok biz üzülürüz bence :D
'if btc not 500 000 mcafee' yaz google'a :D
Görmemiştim bunu, büyük laf etmiş :D
Aslında kendi sektörümden yani tiyatrodan örnek verecek olursam, okulluya değil de, alaylı olana daha çok değer veriliyor. Tüm üniversitelerin Güzel sanatlar bölümünde klasik batı tarzı oyunculuğa yer veriliyor ve bu şekilde eğitim amaçlanıyor.
Böyle olunca da tüm tiyatro mezunları bir kalıptan çıkmış gibi duruyor, istisnalar kaideyi bozmaz tabi. Olaya kendi yorumunu katabiliyorsan, o zaman bir adım öne geçebilirsin.
Senaryo yazarlığında ve yönetmenlik te olay tam olarak böylemidir, bilemem ama eğer ki yurtdışında bu mesleği icra etmeyi planlıyorsanız güzel bir fikir ve hayallerinin peşinden koş derim, nacizane.
Yok eğer eğitim alıp Türkiye'de devam edecem diyorsanız da ufkunuzun genişlemesi bakımından böyle bir fırsat doğarsa kesinlikle kaçırma derim.
Ayrıca yazı mükemmeldi, büyük bir keyifle okudum. Eline sağlık.
Çok teşekkürler yorum ve önerilerin için üstad. Tecrübe en değerli şeydir, paylaştığın için sağol. Gidip dönmek en karlısı gibi duruyor, burada rekabet daha az. Donanımlı döneni boşta koymaz piyasa diye umud ediyoruz. Ama hangi yola gireceğimiz belli değil hala. Sanatın hiç bir dalında ülkenin eğitimi yeterli kalamaz bence, kalmamalı. Dışarıda hep bilmediğimiz bir dünya var ve orayı görüp oradan beslenmek yapılan işe doğrudan yansır muhakkak.
Son zamanlarda okuduğum en güzel satırlar arasında olabilir. Gerçekten yazarken ki duygularını hissetmiş gibi bir hisse kapıldım. Diploma konusunda benimle aynı düşünen çok nadir insanlar var ve sende onlardan birisisin. Umarım her şey gönlünce olur.
Eyv ortak, çok sağol desteğin için :)
Ayrıca kültür bakanlığından belgesel için mi, kısa film için mi, ödenek almaya çalışıyorsunuz?Başkan insan kendinden birşeyler paylaşınca inan ki, okuması daha bir zevkli oluyor. @vitruvianman ile ilgili planladığınız bir sonraki geziniz varsa, imece usulü para toplayıp, sizi gönderelim. Sonradan anılarınızı ve yaşadıklarınızı okurken çok zevkli oluyor çünkü.
Aynen kendinden bişiler yazınca hem yazması kolay oluyor hem de okuması zevkli oluyor. Bir sonraki durak neresi olur hiç bilmiyorum :D Çok sağol desteğin için, düşünmeniz yeter. Bakanlığa kısa film için başvurduk. Senaryoları yolladık beklemedeyiz hala :)
Fakat okulu bitirip diplomayı alıcam. Sanırım bu da benim küçük ve lükse kaçan hedeflerimden biris