Duvarları vardır herkesin, kalkanları, zırhları vardır ya da dikenleri vardır, kuşandıkları görünmez silahları. Bazı insanlarında siperleri vardır, sığınıp çıkmak için doğru anı bekledikleri. Onlar savaşın içine doğmamışlardır, savaş onların içinde doğmuştur ve bir türlü ölmek bilmez. Zaten siperler de bu yüzden vardır. Derinlerine kazmak isterler siperlerin bu insanlar, oynatılmaz kayalarla sağlamlaştırmak dikenli tellerle etrafını kuşatmak isterler. Korktuklarından değil ama, kazanmak istediklerinden. Yenilirlerse öleceklerini bildiklerinden.
Arkada bıraktıkları olmaz böylelerinin, yanında içlerinde taşırlar onları. Zalimlerdir bu yönleriyle, acımaları yoktur. Hapishaneye çevirirler içlerini sevdikleri için. Ne azat ederler ne idam. Müebbettir kesilen cezan. Ancak öyle bir an gelir ki, bu cesur kimselerin umudu kalmaz, cephanesi biter. Göz göze gelirler içerindeki mahkumla. İkisi de anlar yapılması gerekeni. Süngüler takılır, derin bir nefes alınır. Barut kokan hava ciğerlere son kez hissedilerek yollanır. Sonra da siperden çıkılır. Cesur kimse ölür, siper yıkılır, mahkumsa iyi halden şartlı tahliye edilir. Kimine göre mutlu son olur bu, kimine göre keder karası. Siperlerde yaşamak böyledir işte. Bazen etrafını duvarlarla çevirmek bile siper kazmaktan iyidir...
Bitemeyen,
Yaşamdan bile önce başlayan bir savaş bu.
Kelimeler silah, gözyaşları mermi
Ve sessizlik son siper olmuş bu savaşta.
Ne kadar hazin, ne kadar amansız
Ve bir o kadar amaçsız bir muharebe...
İşte tüm bu kadersizliğin ortasında bizler mülteci bir beden,
Göç eden, sahipsiz, yolsuz, yurtsuz bir ruhuz.
Etrafımızı saran bu savaşın ta kendisiyiz.
Hayallerimiz ardı ardına düşmana esir düşerken,
En kesif melodileriyle saldırıyor artık şarkılar.
Ve kalan son şehir gibi düşlerimiz, kuşatmanın tam ortasında...
En büyük ordusuyla dayanıyor umut kapılarımıza,
Her gün kurşuna diziyor gelecek, mutlu geçmiş günlerimizi
Ve biz azalıyoruz sessizce siperlerin ardında...
Bitsin istiyorum tüm bu savaş, tüm bu kuşatma, tüm bu göç!
Sadece kapansın artık ruhumuzda ki o son cephe.
İşte en acı yenilgi bu olsa gerek, zafere küsercesine;
Hep kaçtığımız o kabulleniş için bir kurşun daha harcamamak,
Tüm çabalarımıza rağmen süngü takıp siperden ilk çıkan olmamak.
Ya da siperlerin ardında en güzel sözlerin tetiğini kendimize çekmek...