Arkadaşıma kahvaltıya gitmiştim. Kahvaltıdan sonra markete gidip abur cubur bişeyler almaya çıktık. Gözümüze eski bir ev çarptı. Birisinin yaşadığından emin değildik. Evin eşyaları hala yerinde duruyodu. Evin bahçesi büyüktü. Zili çalıcaktık fakat ilerlemeye korktuk. Biraz biraz ilerliyor korkup geri dönüyorduk. Bahçede ağaçlardan uzanan ince bağlar vardı. Bahçeye giriş kapısında beklerken arkadaşım keşke bahçe kapısında bir zil olsa dedi. Sonra bi baktık bir zil var. Arkadaşım bu cümleyi söylemeden önce hiç zil görünürde yoktu. Bişeyler olduğunu sonra anladık. Garip çığlığa benzer ve korkunç kuş sesleri gelmeye başladı. Ardından koşarak gitmeye başladık. Arkama bakmaya korkuyordum. Arkadaşım koşarken nefesi kesildi. Biri bizi o eve dönmemizi istiyordu. Ama biz geri dönmedik. Arkadaşım nefes almakta zorlanarak yere düştü. Yolda garip işaretler vardı. Artık gerçekten korkmaya başlamıştık. Arkadaşım nefes nefese can verirken aniden koşarken benimde nefesim kesildi. İşaretler gittikçe bizi kendine çekiyodu. Nefese nefese can vererek eve doğru zorla koşmaya çalıştık. Sanki arkamızdan biri bizi o eve çekiyodu. Biz tekrar o eve gidemedik. En yakın arkadaşımdı o. Ona bişey olsaydı bende yaşayamazdım. En yakın zamanda o eve gidip bu sefer girmeyi düşünüyoruz.
Source: http://www.canim.net/hikaye/31457-.html
Not indicating that the content you copy/paste is not your original work could be seen as plagiarism.
Some tips to share content and add value:
Repeated plagiarized posts are considered spam. Spam is discouraged by the community, and may result in action from the cheetah bot.
Creative Commons: If you are posting content under a Creative Commons license, please attribute and link according to the specific license. If you are posting content under CC0 or Public Domain please consider noting that at the end of your post.
If you are actually the original author, please do reply to let us know!
Thank You!