Lale kuzenimizin kızı, benim kızımdan iki yaş büyük ve çocukluk döneminin sonlarına yaklaştığının farkında ve son zamanların tadını çıkarıyor. Çocukluğa dair yapması gereken ne varsa yapıyor. Ve ısrarla bir köpek istiyor.
Ocak ayının son günlerine doğru, ailesi ile birlikte bize çaya geldiler. Zil çalınca kızım kapıyı Lady ile birlikte açtı. Lale bizde bir köpek olduğunu ve köpeğin ailenin bir ferdi gibi evin her tarafını kullanabileceğini bilmiyormuş, Lady’nin kapıyı açması Lale’ye olağan üstü geldi, bizim için ise son sekiz dokuz aydır çok normal Lady’ nin her olaya dahil olması. Her konuya dahil olmasını kabul ettik, oda yetmedi kendini First Lady ilan etti bizim yaramaz köpeğimiz.
Lale ilk şoku atlattıktan sonra oyun odasında kızım ve Lady ile keyifle oynamaya başladı. Biz çaylarımızı içerken kızların kahkahaları evi çınlatıyordu. Bir süre sonra çocukların seslerinin kesildiğini fark ettik, bakmak için gittiğimde tam anlamı ile bir dostluk ve masumiyet tablosu ile karşılaştım.
Halının üzerine bir minder konmuş, Lady üzerine yatmış, kızlar minderin yanlarına yatıp, birer kollarını Lady’ dolamış, uyuya kalmışlar. Kapı sesini duyan Lady gözlerini açıp, sersem sersem bana baktı, sonra döndü kızlara bakıp uyumaya devam etti.
Dört yetişkin, mutlulukla seyrettik bu harika tabloyu, başarmıştık mutlu ve insani değerleri yüksek çocuklar yetiştirmiştik. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar vicdanen yüksek mertebeye ulaşmışlardı.
Evlerine köpek almamak için direnen sevgili kuzenimiz, kararını bir kere daha gözden geçireceğiniz söyleyerek evlerine döndüler.
Bir hafta sonra Lale’ yi havuzda gördüm. Annesini köpek almak için ikna etmeye çalıştığını, annesinin hala kararsız olduğunu dile getirirken oldukça mutsuzdu, sesi titreyerek Lady’i özlediğini söyledi ve ekledi.
-Annem para ile köpek almak için beni oyalıyor, ama ben bir yolunu bulacağım.
Diyerek kendinden emin bir şekilde hızla soyunma kabinine doğru gitti. Yaklaşık 1 ay boyunca Lale’yi havuzda hiç görmedim. Takımda olmayan yüzücüler kışın düzenli olarak havuza gelmiyorlardı Lale’de havuza eğlence amacı ile gelenlerdendi.
Kış iyice ilerlemiş, soğuk iliklerimize işliyordu. Havuzun etrafında dolaşan sokak köpekleri buldukları arabaların duldasına sığınıp, soğumamış motorun sıcaklığından faydalanmaya çalışıyorlardı.
Bu günlerde başının çaresine bakmak bakmaya çalışan minik bir köpek vardı. Bu köpeğin diğerlerinden farkı, zeki olması idi! Diğer kardeşleri ve arkadaşları, lokantaların, apartmanların kapılarından ayrılmaz iken, bu yavru bir kolejin kapısını kendine mesken tutmuştu. Yağmur yağdı, fırtına koptu, aç kaldı ama kolejin kapısından ayrılmadı. O kapı açılacak ve yeni sahibi onu bulacaktı.
Tamda böyle oldu, Lale okuldan çıkıp servise doğru yürürken, kömür gibi kara köpek yavrusunu görüp, paltosuna sararak servise binip eve getirdi. Yolda ismini bulmuştu Reçel olacaktı bu sevimli yavrunun adını.
Reçel, her tarafı simsiyah, gözleri bile kömür karası sevimli mi sevimli bir köpek. Gözleri için kömür karası demek, biraz haksızlık olur. Adeta gözlerine siyah bir ışık seli yerleştirilmişte baktığı an ışıklar oradan fırlayıp dünyaya yayılıyor. Simsiyah tüyleri ise bir ipek yumuşaklığında, en güzel köpek yarışması olsa reçel kesinlikle birinci olur.
Kuzenim ile Reçeli bahçede gördüğümde kuzenimin reçelin gözlerinde ki ışık selinde kaybolduğunu gördüm.
Reçel mutlu, Lale mutlu,