Merhaba arkadaşlar. Bugün beşinci güne geldik ve hafta sonu olduğu için yazıma vakit ayırmakta biraz zorlandım. Hafta sonları daha bir yoğun geçiyor, bilirsiniz. Başlangıçta keşke hafta sonlarını bu denemeden muaf tutsaymışım diye hayıflansam da yazmaya başladım bir şekilde. Öncelikle dünkü yazımda temizlik konusunun biraz fazla abartıldığını düşünüyorum. Etrafa dökülen şeylerin temizlenmesi maksimum beş ya da on dakikanızı alır. Ama onun sizin elinizden bir şey yemesinin verdiği mutluluğu neyle ölçebilirsiniz ki. Varsın döksün etrafa, ama tam tersi yemek yemediği zaman insan o kadar üzülüyor ki. Bir dönem hasta olduğunda Pikachu çok az yem yiyordu. Uzun uzun dil döküp azıcık da olsa yemesini sağladığımda dünyalar benim oluyordu. O günü hiç unutmuyorum, sırf ben istediğim için yemişti o gün ve o kadar farklı bir histi ki, bakışlarından onun neler hissettiğini anlamak hiç de zor değildi... Veya siz bir meyve yerken omzunuzda onun da sizinle birlikte yemesi ve mutlu olması nasıl bir duygudur, anlatılmaz. Mutlu papağan gözlerinden, bakışlarından anlaşılıyor ve o an siz de mutlu oluyorsunuz anında :) Az önce yerlere dökülen yem kabuklarını süpürüp yazımın başına geçmem beş dakikamı almamıştır. Tamam dağınıklar ama, geçmiş yazımda bahsettiğim "olduğu gibi kabul etmek" bu demek işte.
Source
Şimdi hep kötü şeylerden bahsediyor gibi olacağım ama inanın ki papağan evlat edinenler için bunlar normal, olması gereken bir şey gibi geliyor, rahatsız olmuyorsunuz. Zor gelmiyor onların arkasını toplamak. Sıradaki meselemiz:
Gürültü :)
Papağanlar özellikle sabahları uzun uzun ötmeye bayılırlar. Bazı küçük tür papağanlar ve büyük tür papağanlar daha sessiz olabiliyor. Ben diğer gürültücü papağanlar için konuşacak olursam şöyle anlatabilirim: Eğer odada onun yanındaysanız ve tüm ilginiz onun üzerindeyse ondan mutlusu yoktur. Kafesindeyse mutlu mesut yemini, meyvesini, mamasını artık ne varsa onu yer, ordan oraya geçer, şarkılar söyler. Dışarı çıkmak istiyorsa onu belli eder hareketleriyle. Eğer dışarıdaysa ve ilgi onun üzerindeyse yine sorun yoktur. Sizinle oyunlar oynar, kendini kaşıtır, sevdirir, öptürür, koklatır (bazen sapık gibi Pikachu'yu kokladığım doğrudur :)) ne yapayım hastasıyım bu kokunun) sizinle konuşur, şarkılar söyler. Ama tüm bunların tersini düşünün. Kafesinde ve siz onunla ilgilenmek yerine televizyon izliyorsunuz. İşiniz bitti demektir :)) O kafesinde ve siz başkalarıyla muhabbet ediyorsunuz. Yine bittiniz. İlgiyi kendisine çekene kadar yüksek sesle ötebilir, şarkısını söyleyebilir. Tam siz onunla ilgilenmeye başlarsınız ki, arkasını dönüp bir anda tüylerini düzeltmeye başlayıp sizi öylece ortada bırakabilir. Bazen böyle şeyler yaparlar şapşikler :)
Böyle ötmesi, şarkı söylemesi, iyi bir şeydir aslında. Onun mutlu olduğunu ve kendini bulunduğu ortamda rahat hissettiğini gösterir. Eve ilk geldiği zamanlarda kuşlar genelde sessiz sakin bir köşede dururlar. Hiç sesleri çıkmaz. Ne zaman ki size ve bulunduğu ortama alışmaya başlar, o zaman sesleri çıkmaya başlar. Siz başka odadayken, veya aynı odada başka şeylerle ilgilenirken mutlaka ilgiyi kendi üzerine çekmek için birtakım numaralara başvururlar. Ben genelde nereye gidersem götürmeye çalışıyorum çünkü arkamdan mutlaka bana seslenir ve eğer ona iyi olduğumu ve yanına geleceğimi söylemezsem, benden bir karşılık gelene kadar arkamdan çağırmaya devam eder. Normal ötüş şeklinde veya çığlık şeklinde olabiliyor, hissettiği duyguya göre değişiklik gösteriyor bu. Bazen arkamdan tatlı tatlı şarkısını mırıldanırken de duyabiliyorum. :) Biraz bu şundan da kaynaklanıyor. Papağanlar sürü halinde yaşamaya alışık olduklarından, sizi ve evde yaşayan diğer kişileri sürünün bir parçası gibi gördüklerinden, bir anda ortadan kaybolduğunuzda tehlikede olup olmadığınızı bilmek istiyorlar. Siz ses verip iyi olduğunuzu belli ederseniz bu aranızdaki güven duygusunu çoğaltıp aynı zamanda onun da daha iyi hissetmesini sağlar. Burada şöyle bir anım var mesela. Burada günün her saati yakınlardan helikopter çok sık geçiyor. Pikachu bu geçişlerden birkaç dakika önce huysuzlanıp bizi uyarmaya başlıyordu. Bazen çığlık bazen arka arkaya ötme şeklinde tepkiler veriyordu. Başındaki tüylerin konumundan tehlike çanları çaldığını anlıyor ama anlam veremiyorduk. Bir şey onu tedirgin ediyordu ama ne? Sonra bir iki dakika geçtiğinde geçen helikopter sesine de tepki verdiğini görünce, onun için bizi uyardığını anladık. Bizden daha önce duyup bir şekilde bizi uyarmaya çalışıyordu. Sürünün geri kalanını haberdar ediyordu adeta :) Sonra sonra onun tehlikeli bir şey olmadığını ve evde güvende olduğunu görünce o tedirginliği de geçti. Artık hiç tepki vermiyor.
Bir de bu gürültü meselesinden dolayı kendisine sürekli susması söylenen, bağırıp kızılan ve bunun sonucunda davranış bozukluğu geliştirip sürekli çığlık atan papağanlar var. Bu yüzden, papağanınız yüksek sesle ötüp çığlıklar attığında ona kesinlikle kızıp, bağırmamalısınız. Belki size gıcık olup tepki olarak daha da artıracaktır. Alışkanlık haline de getirebilir bu durumu. Papağanların tıpkı bir bebek gibi olduğunu daha önce söylemiştim. Bunu göz önüne alarak yaklaşmalısınız ona. Ağlayan bir bebeğe nasıl kızıp bağırmak çözüm olmazsa, gürültülü bir papağana karşı da kızıp söylenmek işe yaramaz. Eğiterek üstesinden gelmelisiniz. Sabır ve sevgi ile.
Şu ana kadar gürültü dolayısıyla kimseden bir şikayet almadık. Komşular duyuyorlar mıdır bilmiyorum. Herhangi bir geri dönüş olmadı. Zaten Pikachu söz dinleyen uslu bir papağan olduğu için, bize ve eve de alışık olduğundan, genelde de dışarda keyfine baktığından yüksek sese fazla başvurmuyor. Sabahları mesela biz uyanmadan kesinlikle ses çıkarmaz, gürültü yapmaz, sessizce birilerinin uyanmasını bekler. Arada ilgi çekmek için söyleniyor o kadar, o da normal :)
Bugünlük benden bu kadar arkadaşlar. Buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim.
Aranızdaki bağ ne kadar kuvvetli.
This post has received a 3.13 % upvote from @drotto thanks to: @neokuduk.
dünkü yazında ona 'Chucky gibi bir şey' diye yorum yaptığım için üzgünüm:(
bu yazıyı da biraz o söz merkezli yazmışsın belli:)
Allah muhabbetinizi arttırsın ne diyim🙆♀️
bu arada her gün yazmaya devam ediyorsun özendim:)
olumlu yönden bakalım, sen öyle demeseydin belki bugün yazı yazmaya üşenecekti 😇
Posted using Partiko Android
evet bu şekilde düşünmek iyi hissettirdi teşekkür ederim 😇
Sabah güneşi görmemesi lazım:) !popcorn
Papağanların sürü halinde yaşaması, çocuk zekasına sahip olması, bizim duyamadıklarımızı duyması gibi bilgiler gerçekten çok enteresan. Güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık. @neokuduk
hocam bu ne muhabbet Allah aşkına, maşallah kıskanıyoruz :)
Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by neokuduk from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.
If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.