İyi akşamlar.
Yorucu bir çalışma gününün ardından evime, geldim. Gelir gelmez karıma ve henüz dördüncü ayında olan kızıma sarılıp, öptüm. İkisini de çok çok seviyorum. Kendi ailemle ilgili küçük, sıkıcı sorunlar yaşıyorum. Kırgınım biraz. Üzgünüm. Bu kırgınlık her hareketime yansıyor ve sürekli olumsuz bir hale sürüklüyor beni. İşte tamda bu noktada minik kızım ve sevgili eşim her şeyim olup beni sarıp sarmalıyor ve düş kırıklıklarından kurtarıyor. Böyle zamanlarda sadece dinleyici bile olsa birinin olması büyük şans. Teşekkürler.
BEN SANA MECBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
Attila İLHAN
Yazı bana ait. Sadece içimden geçenleri yazdım. Fotoğraf da aynı şekilde bana ait. Şiirin linkini bırakıyorum. Farklı şiirler içinde bu siteye bakabilirsiniz.