Bilimkurguyla aram iyidir ve dünyada ki birçok kişi bende özellikle uzay ile ilgili filmleri izlemeye bayılırım. Bunların arasında İntersellar gibi başyapıtlar olduğu kadar beğenmediğimde çok fazla yapım var. Bugün anlatacağım ise daha dün sinemada izlediğim Uzay Yolcuları filmi. Bu filmi seçmemde ki amaç genel itibariyle kadrosuna duyduğum güvendi. Zira başrollerinde iki kez Oscar kazanmış ve Açlık Oyunları gibi bir başyapıtta mükemmel bir oyunculuk çıkartmış Jennifer Lawrance ve yine uzay ile ilgili sevdiğim filmlerden biri Galaksinin Gardiyanları filminde beni mest etmiş bir oyuncu olan Chris Pratt var. Nedendir bilmem daha önceleri de bu ikilinin bir filmde birbirlerine çok yakışacağını düşünmüştüm ki haklı da çıkmışım gibi görünüyor. Çünkü neredeyse iki saatlik film boyunca birbirleri ile olan sahneler özel olarak ilgimi fazlasıyla çekti ve beğenimi kazandı.
Özellikle oldukça az kişili bir film olarak bu iki oyuncunun üzerine binen filmin ağırlığının altından başarıyla kalmışlar. Dekorların yabancılığı ve ya değişikliği dahi performanslarını etkilememiş.
Filmin konusuna gelince; uzay yolculuğu yapmak için seçilmiş bir grup kişiden ikisi olan kahramanlarımız uyumaları gereken ve ancak varınca açılacak olan kapsüllerinden erken çıkarlar. Bu erken çıkmalarının ardında ki gizem ise film boyunca sürecek bir merak unsuru olarak karşıma çıktı. Diğer bir yandan ikisi arasında ki gidişli gelişli yakınlaşmalar da bir diğer açıdan filme sadece salt bir bilimkurgudan daha fazlasını vermiş durumda. Gemide oluşan teknik arıza ve ardından gelişen olaylar ile başa çıkma yöntemleri ve senaryosunun ince elenip sık dokunduğu sürekli şaşırtan yapısından belli olan bir film izledim. Belki izlediğim uzay filmleri açısından ilk üçe giremez ama her halükarda bu yoklukta fazlasıyla izlenilesi bir film.
Fragmanı :