Size annemin muhteşem ve bir o kadar komik hikayesinden bahsedeceğim. Annem gerçekten alemdir. Nedeni ise yaşadıkları bence... Bu hikayeyi okuyunca mümkün değil diyebilirsiniz. Ama hikayeye başlamadan size garanti veriyorum ki kanıtları var. Yani yaşanmış bir hikayedir.
Annemim bir hikayesi var gülmekten ölebilirsiniz. Ben her anlatışında gülmekten yerlere yıkılıyorum şahsen. Bazen de diyorum mümkün değil ya ama gerçek… Annemin gençliğinde tabi o vakitler köyde yaşıyormuşlar anneannem ve altı kardeşi ile birlikte. Babasını çok genç vakitte kaybetmiş annem. Neyse bir gün komşunun düğünü varmış. Ve bilirsiniz ki düğünden önceki vakit yemek verilir. Eski evleri bilir misiniz bilmiyorum ama annemim vaktinde evler ak çamur dedikleri bir malzemeden yapılıyormuş ve sonradan yapılma damları oluyormuş.
Annemin dayısının hanımı yemeğe gidecekmiş. Kocası demiş ki hanımına onların damları sağlam değil, gitme bence . Hanım dinler mi hiç ve gitmiş. Sonra düğünü olan komşunun evleri ile evleri yakınmış tabi. Kocası açmış televizyonu haberlere bakıyormuş. Karısı da yemek davetine gitmiş. Aşağı hanede ateşler yakılmış, yemekler pişiyor ve yukarı damda da sofralar dizilmiş, yemek yeniyormuş. Annemin dayısının hanımı oturmuş komşuları ile yemek yiyormuş. Dam birden çökmüş. Damdaki herkes aşağıya düşmüşler tabi. Annem anlatıyor dayısının hanımı hoşaf kazanına düşmüş ve inanılması güç ama bazıları da çorba kazanına düşmüşler eski evler alçak olduğu için bişey olmamıs tabi. Neyse ambulans gelmiş. Şahsen ben ambulansta çalışan olsam gülme krizine girerdim gibime geliyor. Sonra yaralıları götürmüşler. Akşam olmuş ve annemin dayısının hanımı eve gelmiş. Tabi o hoşaf kazanına düştüğü için şanslıymış ve yanmamış. Annemin dayısı da hala oturmuş haber seyrediyormuş. Eşini o halde görünce şaşmış kalmış.
Eşine anlatmış tüm olanları hanımı. Ve demiş ki bütün bunlar başıma geldiğinde hiç mi ses duymadın, neredeydin demiş… Kocası da haber seyrediyordum demiş. Bunu okuyunca belki gülmediniz ama annemden dinleseniz gülme krizine girersiniz. Bu yaşananı aynı Hasrettin Hocanın yaşadıklarına benzetiyorum. Onlar gibi değil mi sahiden. Demem o ki siz siz olun damda yemek yemeye gitmeyin ve büyüklerin sözünü bir kere daha düşünün derim.