O zaman sanat ve gezi! Fort Lauderdale - Florida

in #tr6 years ago (edited)

Merhabalar!

Uzun zamanır bir yerlere gitmediğimden olsa gerek, gezi ve sanat yazılarıma biraz ara verdiğimi farkettim. Haliyle bu hasretimi bu satırlarla bitiriyor ve yazının girişi de böylece yapıyorum. Bu seferki adresimiz Florida eyaletinde yer alan ve Miami'nin kuzeyinde kalan şirin bir şehir olan Fort Lauderdale.


Ben hakkaten bir tatili haketmişim...


Öncesinde buraya 3-4 defa geldiğimi de belirtmek isterim. Uçsuz bucaksız yeşil alanlar içerisinde konuşlanan sit alanları, golf sahaları ve kumarhaneleriyle akılları döndüren bu turizm merkezi 50 km'den uzun da bir sahil şeridine sahip.


Okyanusta yüzmek hiç de zevkli değil arkadaşlar.
Denizde yüzmeyi 100 kere tercih ederim...


O kadar da gelmeme rağmen, bu yolculukta Fort Lauderdale'in aynı zamanda etkileyici bir sanat sahnesi olduğunu öğreniyor ve ceza olarak müze yolunda kendimi tokatlamaya başlıyorum. Tabi ki şaka. Tokatların nedeni bu kadar sıcak ve sulak yerden sivrisineklerin de eksik olmaması.

Amerika'nın Venediği adıyla da anılan bu şehirde yüzlerce su kanalı ve dere görmek mümkün. Haliyle şehir, sivrisinekler için de yazın değişilmez bir durağı haline geliyor. Yazar burada; altında güllü dallı mayosu, gözünde güneş gözlükleri ve parmak arası terlikleriyle sahilin yolunu tutmuş sivrisinekleri hayal ediyor...

Herneyse konumuza geri dönelim. Ne diyorduk? Sanat diyorduk. Hem gezip hem de sanat müzelerine gidebilmek beni inanılmaz mutlu etti. Müzeleri diyorum çünkü bir sonraki yazacağım yazıda da başka bir müzeden bahsedeceğim. Bir de üstüne pop art'ın Müslüm babası olan Any Warhol'un eserlerinin yanında, Cubist hareketinin şanzumanı Picasso'nun boyadığı çanak çömlekleri görebilecek olmak resmen gözlerimi yaşarttı.

Bu arada Picasso'nun Atatürkle aynı sene doğduğunu biliyor muydunuz? Bence biliyorsunuz ama sırf kırılmayayım diye, arkadaşı dinlememenin resmi repliği olan "hadi yaaa..." tepkisini verdiniz bana. Boşuna, ilk defa karnesini alan ilkokul öğrencisi moduna soktum kendimi. Bir ben cahilmişim oysaki...

Ben tabi cahilligimi biraz daha giderip Picasso'nun "Exposition Vallauris" yazılı posterinin de ne olduğunu merakla araştırmaya başladım. 1948-1955 yılları arasında Fransa'nın Vallauris adında ufak bir köyüne taşınan Picasso, seramik, heykeltraş, ve resim işlerine daha da yoğunlaşmış ve sonradan burayı bir atölyeye çevirmiş. Ürettiği binlerce eseri sergiye de açan sanatçımız, bu sergileri için posterleri de linol baskı metodu kullanarak tasarlamış. Linol baskı en basit tanımıyla bizim ilkokulda yaptığımız patates baskı efendim.

Patates yerine linol malzemesi oyulur ve mürekkep yardımıyla oyulan şekil kağıda basılır. Resimde gördüğünüz aslında bu posterin eskizi. Çünkü bu posterin orjinalini ben New Yorktaki sanat müzesinde görmüştüm. Hangi müzeydi o diyenler için de şuraya linkini bırakayım.

E o kadar müze geziyorsun hiç mi Picasso, Warhol görmedin diyorsanız da haklısınız. Gördüm tabi ki ama mesela bazıları çok ünlü ve onlar ısırılan çikolatalı gofretin parçaları gibi dağılmış her yere. Her ne kadar birkaç parçasını halı üzerinde görseniz de gözünüzden kaçanlar her zaman oluyor. Mesela Warhol'un 20. yüzyılın ikonlarından birisi olan çinli komunist lider Mao Tse Tung'u resmettiği tabloları hiç ama hiç görmemiştim bu gezime kadar. Çocuklar gibi şen olan ben, eserlerin fotoğraflanması yasak olan kısımda, arsızca bir hareketle fotoğraf çekip, koşar adımlarla uzaklaştım salondan.


Warhol'un fırçasından Mao (beynimde Maho diye sesleniyor nedense...)


Müzedeki eserlerden o kadar heyecanla bahsetmişim ki müzenin ismini dahi yazmadığımı farkettim şu an. Arkadaşlar burası 51. yılını kutlayan Nova Southeastern Üniversitesinin (NSU) Sanat Müzesi. İçerisinde 6 binden fazla eser var. Bu sanat ürünlerinin birçoğu Amerika çıkışlı olsa da ara ara Latin eserleri yanında CoBrA sanatçılarını da görmek mümkün. CoBrA, Kopenhag - Danimarka (Copenhagen), Brüksel - Belçika (Brussel) ve Amsterdam - Hollanda birleşiminden ortaya çıkmış bir kısaltma bu arada.

Şehir merkezine yakın bir yerde yer alıyor bu müze. Florida sıcağından kaçarcasına içeriye girdiğinizde, ruhunuzu okşayan içi dopdolu bir sessizlikle karşılıyor sizi müzenin bembeyaz boyanmış duvarları. Yüksek tavanı, aydınlık salonu ve granit döşemeleri konuşmayı yasaklamış bir diktatör adeta. Bu devasa salonda kapladığınız yer; kainat ve tarihteki ufacık imzanızı hatırlatırken, çıkardığınız sesler de hayatınızın dünya üzerindeki yansımasının önemini anlatıyor aslında. Yaptığınız en ufak hareket şaşkınlıkla hayranlık arasında kalmış bakışları üzerinize çekiyor. Üst kata uzanan genişce bir merdiven mevcut. Her basamakta bir sonraki adımı daha iyi tartıyor, müzedeki zamanınızı eşsiz kılmak için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz. Sizden daha çok coğrafya gezmiş eserlerle selamlaşırken arkadaşınız gelip "ben bi işeyip geliyorum abi" diyor. Kendinize geliyorsunuz.

Bu yazıyı da böylece sonlandırıyorum. Kendinize çok iyi bakın efendim.

Saygılar,
@steinhammer

Sort:  

Uzun zamanır bir yerlere gitmediğimden olsa gerek, gezi ve sanat yazılarıma biraz ara verdiğimi farkettim.

Çok uzun zaman oldu :)

50 km'den uzun da bir sahil şeridine sahip.

Vay anasını, ya aklım kalmıyor o uzunluğu.

Yazar burada; altında güllü dallı mayosu, gözünde güneş gözlükleri ve parmak arası terlikleriyle sahilin yolunu tutmuş sivrisinekleri hayal ediyor...

Bu kısımda ve tokatlama kısmında koptum :)
Ayrıca meğer siz ne kadar sanatsever biriymişsiniz, bunu da öğrenmiş oldum.

Linol baskı en basit tanımıyla bizim ilkokulda yaptığımız patates baskı efendim.

Bu açıklama benimgibiler için geldi sanırım. Bilgilendirme için teşekkürler efendim :)

Çocuklar gibi şen olan ben, eserlerin fotoğraflanması yasak olan kısımda arsızca bir hareketle fotoğrafını çekip koşar adımlarla uzaklaştım salondan.

Hayal ederken kopan ben :)
Elinize sağlık hocam, harika bir yazı olmuş. Çok beğendim.

@etasarim yorumun icin cok tesekkur ediyorum. umarim yanlis anlamazsin ama bu yorum bana sunu hatirlatti. hani ilkokulda boyle unite dergiler vardi. icindeki okuma parcalarinin sonunda "okudugumuzu anladik mi?" diye bir kisim yer alirdi. sanki oradaki sorulari cevapliyormuscasina kritik noktalari toplayip bir yorum haline getirmissin :) tebrik ediyorum!

Olabilir hocam, aslında okurken yaptığım yorumları derliyor gibi oluyorum. Yazının sonunda kaçırdığım bir nokta olmasın diye okurken not alıyorum :) Ama doğru benzetme, teşekkür ederim

You got a 30.62% upvote from @minnowvotes courtesy of @etasarim!

anlatma biçimin çok hoş, arkadaşlar arasında konuşuyor gibi ve bu yüzden ne kadar uzun olsa bile dinlettiriyorsun kendini:)

bazıları çok ünlü ve onlar ısırılan çikolatalı gofretin parçaları gibi dağılmış her yere. Her ne kadar birkaç parçasını halı üzerinde görseniz de gözünüzden kaçanlar her zaman oluyor.

bu benzetme de güzeldi, ellerine sağlık:)

yorumun için teşekkür ediyorum @sudefteri. ne kadar uzun olsa da kendini dinletebilmek umarım güzel bir yetidir :) benzetmelerim bu ara çok fazla yemek üzerinden olmaya başladı. bu aşermenin sonucu hayırlıdır inşallah :)

Güzel bir yazı dizisi olmuş. Emeğinize sağlık

Posted using Partiko Android

Eğlenceli bir anlatımla bizlere, "ben geziyorum ama size de gülümsemeyi vadediyorum" dediğin için kem gözle bakmamızın önünü de almışsın tebrik ederim, :)

çok iyi yakalamışsın @tahirozgen :) hani o kadar geziyoruz bari okuyanlar da neşelensin diyerekten kendimi garantiye aldım :)) gönül isterdi tabi hep beraber gezmeyi.

Müzelerden eserlerden çok yazının akışı çok güzeldi, tabi arkadaşın bizide kendimize getirdi :)

okuduğun ve beğendiğin için teşekkürler @avina arkadaş sanırım herkesi bir rüyadan uyandıracak :))

Congratulations @steinhammer! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You got more than 100 replies. Your next target is to reach 200 replies.

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Do not miss the last post from @steemitboard:

The Steem blockchain survived its first virus plague!
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by steinhammer from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.


Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here

Ben de bayıldım bu yazıya, seninle gittik geldik, müzede bulunmak hakkında yazdıklarını çok sevdim. Güzel tebessümler içeren sakin, ama dolu bir yazı olmuş ellerinize sağlık.

Posted using Partiko Android

teşekkür ediyorum @yesimeren bundan sonraki müze gezilerime de beklerim :)

Umarım bir gün bizde gideriz. :D
Güzel yazıydı.

umarım gidersin, her zaman beklerim :)

Yine güzel bir gezi yazısı olmuş. Fotoğrafları da çok beğendim. Yasak kısımda fotoğraf çektiğin kısımda çok güldüm. Ellerine sağlık. Devamını bekliyoruz :)

az daha yakalanıyorduk ama onu görüp de fotoğraf çekmemek olmazdı :) teşekkürler @damla :)