bu sabah şahane whatsapp mesajıyla uyandım. annemin kuluçkaya yatan tavuğunun sonunda her renkten bir sürü civcivleri olmuş <3 her nasılsa annem şimdiden hepsini ayırt edebiliyor birbirinden, hepsine ayrı isimler koymuş. zaten çiftlik gibi bir yerde yaşıyor, 3 köpeği, 20'yi aşkın kedisi, beslediği bir kirpi familyası ve her akşam oturup muhabbet ettiği bir baykuşu var.
yukarıdakiler yavru saksağanları. annelerini bahçedeki kedilerimizden biri öldürmüş maalesef, o yüzden annem bakıyor. 3 saatte bir beslenmeleri gerekiyor. üstlerine yumuşak, ince bir tülbent sarıyormuş normalde ama fotoğraf çekmek için kaldırmış. çok huzurlu durmuyorlar mı?
civcivlerin güzelliklerine bakar mısınız? kocaman bir bahçenin içinde ve çok mutlular. kendi kümesleri de var ama bütün gün 1 dönüm bahçede otlanarak yaşıyorlar. annem onlara o kadar iyi bakıyor ki anneme deli oluyorlar, bahçeye çıktığı zaman annemin koltuğunun altına girip uyuklamak için birbirleriyle kavga ediyorlar. hiç bu kadar insancıl tavuk görmemiştim. tavuk dediğiniz kaçar, ürkek olur diye bilirim ben. annem bunları yavru köpeğe dönüştürmüş kldfjd
annem nasıl yetiştirdiyse beni, kalbim aşkla dolup taşıyor böyle varlıklara. hayvanlar benim bu hayattaki mutluluk nedenim, en kötü halimde bile bana tüylerinin arasından bakan bir çift göz gördüğüm zaman kahkahayı basıp her şeyi unutuyorum. ama hayvan sevgisi hep böyle neşe ve güzellik dolu olsa keşke. çok da can acıtıcı bir yanı var çünkü yardıma muhtaç olanlara asla gücümüz yetmiyor. elimizden geleni yapsak bile onların acılarına ortak olmak da bize düşüyor. doğa çok acımasız, "kanun bu" deyip geçebilmek gerek belki de bazen ama ben bunu becerebilenlerden değilim.
nitekim bu umutsuzluğa da kapılıp kedere bürünüyor da değilim. yaşamı kutlamak ağır basıyor, içimdeki aşk hüznü delip geçiyor. yaşayalım, yaşatalım :)
Is it chicks ?
yes, in my mom's garden :)
Thanks