''İzm'' serisinde bu hafta: Narsisizm

This is my original blog series called ''All about Ism's''. In every article of this series, I talk about philosophical movements. For example, I am talking about Narcissism in this article. But i'm not talking about only philosophical movemenst all the time. Last week I talked about Cubism, an art movement. All ''ism's'' can be the subject of this series. The information I give is not entirely "boring" information about movements. I present all the arguments about the main subject. So people who read it are more curious about the subject.

Bugün sizlerle izm serisinden Narsisizm akımını inceleyeceğiz. değinmiştik. Geçen yazıda bir sanat akımı olan Kübizm akımına değinmiştik. Yazıyı kaçıranlar ''İzm'' serisinde bu hafta: Kübizm linkinden ulaşabilirler. O zaman hepimizin içinde var olan bu Narsisizm nedir konuşmaya başlayalım.

Öncelikle bu akımın veya düşünce yapısının isminin nereden geldiğiyle başlayalım. İsmin hikayesi yunan mitolojisinde geçmektedir. Bir zamanlar Narkissos adında bir kahraman vardır. Bu kadar yakışıklı bir kahramandır ki Ekho isminde bir peri ona aşık olmuştur. Koskoca peri bir insan parçasına içini dökmüş ve buna rağmen karşılık alamamıştır. Olayın şokunu atlatamayan kızımız her gün ağlayarak acı bir şekilde can verir. Bunu duyan Yunan tanrıları çok sinirlenirler. Yunan mitolojisini az çok okuyan bilir. Periler tanrılarla dosttur. Tanrılar bu yakışıklı adamı lanetlemeye karar verirler. Bir gün Narkissos beyfendi çok susamış bir şekilde derenin yanına gelir. Tam eğilmek için suyu içecekken suyun yansımasında kendisini görür. Gördüğü bedene yani kendine bir anda aşık olur. Bu noktadan sonra kimseyi sevemez ve aşık olamaz. İşini gücünü bırakıp her gün zamanını kendine bakarak geçirir. Zamanla aşkından yemekten içmekten kesilir. Yalnız bir şekilde aynı peri kızımız Ekho gibi eriyerek can çekerek hayatını kaybeder.

Hazır Ekho'dan bahsetmişken ek olarak iki adet bilgi vermek istiyorum. Ekho'nun ağlama sesi tüm Olimpos Dağı'nda yankı uyandırır. Bizim bildiğimiz ekolayzer gibi ''eko'' kökenli ses terimleri işte bu perinin isminden gelir. Ayrıca Narkissos beyfendi öldükten sonra nergis çiçeğine dönüşür. Bunun sebebi fiziki olarak güzel olmasıdır. Yani bildiğimiz nergis çiçeğinin isminin kökeni buradan gelmektedir. Yoksa her şey aslında bir mitoloji mi ?

Source

Mitolojiye göre ilk Narsist işte bu yakışıklı adam olarak kabul ediliyor. Fakat durum hiç de öyle değildir. İnsanlık ilk yaratılışından beri Narsist bir kimliğe sahiptir. Yaratılış hikayesine yani Adem ile Havva'ya baktığınız zaman da bunu görebilirsiniz. Çoğu dini metinde, edebi metinlerde veya destanlarda Narsist bir anlatım gözlenir. Fakat bizim özellikle üstünde durduğumuz Narsist kavramı felsefi bir incelemedir ve herkesin içinde olan Narsistlik dışında uç bir noktadan bahseder. Bu terimi en kolay şekilde özetlersek mitolojide görüldüğü gibi insanın kendisini olması gerekenden fazla sevmesidir. Herkes kendini sever. Hatta kendinden nefret ettiğini söyleyenler de öyle. Çünkü kendini kendine yakıştıramazlar. Bu da kendilerine aşık olduğunun bir göstergesidir. Bunu narsisizm üzerinde araştırmalar yaptıktan sonra kendimde de gözlemledim. Eski gençlik dönemlerimde (şuan yeni gençlik dönemindeyim yanlış anlaşılmasın) bir çok yaşıtımın yaşadığı sorunlardan biri olan Self Hatred yani insanın kendisinden nefret etmesi durumunu yaşadım. Bu durumu insanlar iki şekilde yaşarlar. Birincisi toplum tarafından oldukça kötü gözle bakılacak, evrensel ahlak yasalarına aykırı bir davranışta bulunmaktadır. Bu durum herkes için değişebilir. Kimisi için bu durum evlilik dışı cinsel ilişki olabilecek iken, kimisi için bu durum oldukça normaldir. Fakat başka bir insana kötülük yapmak, maddi - manevi zarar vermek Self Hatred duygusuna sebep olabilir. İkincisi ise benim de dahil olduğum kısımdır. Nedensizlik. Kimseye büyük bir kötülük yapmadığı halde, kendi oluşturduğu evrensel ahlak yasalarını ihlal etmediği halde benliğinden nefret etme durumu. İşte bunun sebebi narsistliktir. Kendinizi o kadar çok seversiniz ki kendinizin kendinize yetemediğini düşünürsünüz. Sürekli olarak boş durmaktan, boş şeylere vakit ayırmaktan kendinizden nefret edersiniz. Çünkü kendinizi o duruma yakıştıramazsınız. Sizin NASA'da astrofizik araştırmaları yapmanız lazımdır. Kendinizi ne kadar çok severseniz, yani ne kadar çok narsist olursanız, nefretiniz o kadar büyük olacaktır.

E=mc²
Aşk=Nefret

Source

Felfese babalarımızdan Sigmund Freud, narsisizm için oldukça güzel bir tanımlaması vardır. İnsanlara karşı tüm hissettiğimiz duyguları libido yani cinsel enerji - cinsel çekim olarak düşünelim. Birine karşı cinsel çekim hissettiğinizde ona karşı duygularınız oluşmaya başlar. Narsistlerin libidoları ise dış dünyadan soyutlanmıştır. Başkalarına karşı bir şeyler hissetmek isteseler bile bunu başaramazlar ve libidoları kendi self-egolarına geri döner. Böylece zamanla kendilerini daha çok severler. Bu durum ilerledikçe de Self - Hatred duyguları oluşmaya başlar. Freud, narsisizmi en iyi şekilde anlamamız için bebeklik dönemimize işaret eder. Hepimiz biliriz ki erken bebeklik dönemimizde ağlamaktan başka bir şey yapmayız. Bizim için dış dünya yoktur. Sadece sürekli olarak karnımız doymalı, altımız temizlenmeli, fiziki olarak kusursuz bir şekilde yaşamalıyız. Bunlardan herhangi biri aksadığı zaman ağlamaya yani çevremizde kim varsa ''beni düzelt'' şeklinde emirler veririz. İşte narsist insanlar bu durumu aşamazlar. Onlar için dış dünyada kim ne yapıyor, nasıl yaşıyor önemli değildir. Sadece kendi çıkarlarını karşılamaya çalışırlar. Bunu yaparken de kime zarar verdikleri veya ne gibi kötü durumlara yol açtıkları önemli değildir. Aynı bir bebeğin ağladığında başımızın şişmesini düşünmüyor olması gibi.

Source

Narsisizmi yeterince gömdüğümüze göre size başka bir durumdan bahsetmek istiyorum. İleride söz sahibi olan bir lider mi olmak istiyorsunuz ? Narsist değilseniz bu sadece bir hayaldir. En yukarıdan başlamak gerekirse tüm söz sahibi ülke liderleri kuşkusuz Narsisttir. Bilinen en insancıl liderlerden biri olan Mahatma Gandi bile, narsist pencereden baktığımızda öyledir. Bunun dışında daha minimal örnekler vermek gerekirse iş yerlerinde ekip liderleri de çoğu zaman narsisttir. Bunun sebebi ise narsistler kendilerini başarıya taşımak için her şeyi göze alırlar. Duygularını asla bu durum içerisine sokmazlar. Böyle bir liderin arkasında olan topluluk da onunla birlikte başarıya veya hüsrana doğru ilerler. Liderlik yarışında ise narsistler, çoğu zaman narsist olmayanları alt ederler. Belki de hepimiz narsist olmalıyız ne dersiniz ? Bu haftalık ''İzm'' serisinden bu kadar. Haftaya başka bir düşünce sistemiyle görüşmek üzere, esenle kalın efenim...