Yazmak cesaret isteyen bir eylem.
Cesarete olan gereksinim; diğerlerinin sizin yazdıklarınız hakkındaki görüşlerine katlanabilmek ya da kabullenebilmek için değil. Değer verip yazdığınız yüzlerce satırın anlatmak istediğiniz hikayenize, öykünüze ya da romanınıza istediğiniz etkiyi vermediğini düşünebilme ve o satırları geriye bakmadan silip atabilme cesareti.
Aynı zamanda bunu yaptıktan hemen sonra tekrar aynı yola çıkarak yeni satırlar için kolları sıvayabilme cesareti.
Bir de yazmanın "zamana" karşı bir isyankar tarafı da var. İçinden geldiği için yazmak ve kendin için yazmak, akıp giden zamana karşı, tarihin belleğinden "ufak" bir yer ediniyorsun, bir referans oluyorsun. Yokluğun ve sonsuzluğun girdabında bir noktadır yazmak
Harika bir tanımlama. Yüreğinize sağlık.
Yazdığını tutmak da cesaret istiyor, zamanında yazıp da çok attığım var şimdi pişmanım. Keşke tutsaymışım diyorum.
:)
Bundan sonrası için cesaretinizi toplayın bari. Ben de çook yazımı kaybettim ama dijital ortamlar artık oldukça işe yarıyor bu konuda.
Kolay gelsin.