Beyaz Yaka Yatırım Dertleri -3 (Hisse Senedi)

in #yatirim7 years ago

Merhabalar,

Daha önceki yazılarımda aktif ve pasiflerden bahsetmiştim. Kısa bir özet gerekirse en basit tanım ile aktif cebinize para koyan şeyler, pasif ise cebinizden düzenli ya da düzensiz para götüren şeyler.

Aktifler esas anlamda 4 kategori ile elde ediliyor.

1- Çalışan insanlar (bizler)
2- Kendi işini yapan işletme sahipleri (Doktor, Avukat vb.)
3- Kendi işini kurmuş kişiler
4- Yatırım

Buralarda 1. grup olan bizler aldığımız maaşlar dışında çok az gelire sahip kişileriz. Ve aslında bu kategorilerin en fakirleri bizleriz.

Fakirlik zenginlik demişken bunun da bir tanımını ortaya koymak lazım. Okuduğum tanımlar içinde en güzel olanı şöyleydi;

"Şu an çalışmayı bıraksan bugünkü yaşam standardını sürdürebileceğin ay kadar zenginsin". Çalışmadan 5 ay sonra ölecek duruma geliyorsan bizler gibi aslında bildiğin fakirsin.

Diğer kategorileri de daha sonra açıklayacak olmak ile birlikte 1. kategoride olan bizler sadece kendi zamanımız kadar para kazanabiliyoruz. Kazancımızı 2 katına çıkarmak istesek bir tane daha kendimize ihtiyacımız var. Ve aslında yapmamız gereken bizim için çalışacak ve bize para kazandıracak kişiler bulup onların bize para kazandırmasını sağlamak. (Kategori-3: Kendi işini yapmak)
Bu biraz zor bu aşamada, en azından ben ve benim gibi çalışan kişiler için.

Ama şu an yapabilieceğimiz bir başka şey de var. Kategori-4 Yatırım.

Buradaki mantalite "iyi çalıştığından emin olduğunuz bir şirkete sahip olmak ister misiniz?" Cevabınız evet ise ama şirketi satın alamıyorsanız yapılabilecek tek şey o şirkete ortak olmak. Bu da o şirketin hissesini almak oluyor.

Ülkemiz şartları değerlendirildiğinde hisse senedi yatırımı çok kişinin kullandığı bir kavram değil ancak bu hızla değişiyor. Bu değişimde kısa zamanda yapılan ciddi karlar da çok etkin tabii ki. Kişisel olarak borsa ve hisse işlerini çok tehlikeli bulan daha konservatif bir aile yapısından geliyorum. O nedenle bu işlerde yapılacak kar, alınan risk ile kıyaslandığında beni öldürür diye düşünürdüm eskiden.

Bu durum hep böyle devam etti, taa ki düşünce yapımda bir değişiklik olana kadar. Borsada al-sat yapıp durmak zorunda değiliz! Alırız ve bekleriz. Sadece bekleriz, aslında benim açımdan para biriktirmekten herhangi bir farkı yok. Tek fark oradaki para şirketin başarısına göre artıyor ya da azalıyor.

Bu mantığı kazandıktan sonra incelemeye koyuldum ve savunma sanayiinde de çalışan birisi olarak bir hisse senedi belirledim. Düzenli ya da düzensiz elime geçen 3-5 kuruşu miktarına bakmaksızın yatırdım. Bugün geriye dönüp baktığımda hakikaten iyi çalışan şirkete yatırılan rakamın getirisinin hayallerimin üzerinde olduğunu görmüş bulunmaktayım.

Kısaca özetlemek gerekirse, hisse senedi işinden çok ciddi paralar kazanılabilir ancak bunun için "tüyo" gibi saçmalıklar yerine finansal ve piyasa bilgisine güvvenen kişiler olabilmek gerekli. O nedenle bu sürekli al-sat bana göre değil. Ancak 2. opsiyon, yani hisse al ve bekle tam benlik bir stil ve maaşlı geçinen bizler için biriktirdiğimiz paranın artmasına da imkan verebilecek bir seçim.

Yazı içinde de söylediğim gibi yatırımı hakikaten bildiğiniz bir veya birkaç firmaya yapmak tek mantıklı çözüm bizler için.
Borsa hakkında çok güzel bir laf var, onunla bitirmek istiyorum.

"Borsa sabırsızların parasını sabırlılara para aktardığı bir mecradır"

Hem adet olduğu üzere hem de yasal olarak suç olması nedeniyle eklemeyi unutmayalım.
Yatırım tavsiyesi değildir. Ama kesinlikle biriktirin. Net birikim tavsiyesidir!