Merhaba herkese,
Birkaç gündür yine bir Netflix dizisi olan, İspanyol yapımı La casa de papel adlı diziye sarmıştım. Dizi kusursuz bir soygun planı üzerine fakat bu yazı dizinin incelemesi filan değil. Yazının diziye bağlandığı tek nokta ise dizinin final bölümünde soygunu organize eden kişinin peşindeki dedektife söyledikleri.
İyilik ve kötülük üstüne araştırmalar yaptım. her şey bakış açısı. 2011 de Avrupa Merkez Bankası 171 milyon euroyu yok etti. Yok oldu. Bizim yaptığımız gibi. Tek fark onlarınki yasaldı. 2012'de 185 milyon euro. 2013'te 145 milyon euro. Bunca para nereye gitti biliyor musun? Bankalara. Darphaneden doğrudan en zenginlere. Kimine göre Avrupa Merkez Bankası hırsızdır. Onlarsa buna nakit akışı diyor. Hiç yoktan aldılar bu parayı Rachel. Hiç yoktan! (50 euroyu göstererek ) Bu ne? Hiç bir şey Rachel. Sadece bir kağıt parçası. Kağıt! Nakit akışını ben yapıyorum şimdi. Ama bankalar için değil. Gerçek ekonomi için buradayım.
Soygunun planlayıcı aynen bunları diyor ve gerçekten de dizi mevcut ekonomik düzene ve kapitalizme karşı bir eleştiri havasına sahip. Zaten ana karakterlerin yer yer komünizm göndermesi ve arka planda Bella Ciao şarkısının çalması bu havayı dizi boyunca koruyor. Fakat dizinin finalinde geçen bu cümleler aslında bize bir başka şeyi hatırlatıyor. Cryptocurrency ve etrafına inşa edilen ekonominin felsefesini. Çünkü Bitcoin önderliğinde doğan kripto paralar uzun vadede mevcut ekonomik sistemin yerini almak ve daha adil daha şeffaf bir ekonomik düzen oluşturmayı hedefliyor diyebiliriz sanırım.
Aslında olay tam da dizideki gibi gerçekleşiyor. Biz kendi paramızı basıyoruz fakat insanlar bizim başkalarının paralarını çaldığımızı, her şeyin bir balon dolduğunu filan düşünüyor. Oysa devletler bu duruma çok farklı bir boyut katabilirler isterlerse. Tabi olumlu anlamda konuşuyorum. Örneğin Türkiye kendi resmi kripto parasını bassa, anlaşmaları bununla yapıyorum derse ne olur? Ya da tüm global borsalara bankalar ile destek çıksa, ICO'lar ile igili cezbedici düzenlemeler yapsa ülkede cari açık filan kalmaz sanırım. Yani Bulgaristan bile Bitcoin ile borçlarını ödüyorken biz niye köstek olma çabasındayız her şeye anlamıyorum. İnsan gerçekten hayret ediyor.
Özellikle üçüncü dünya ülkesi olan ülkeler için kripto paraların çok şeyi değiştirebilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. En basitinden, Steemit'i ele alırsak; öğrenciler için aylık giderini çıkarabilecekleri bir alternatif iş kapısına dönüşebilir. Daha büyük ölçekli düşünürsek Steemit'den insanlar evlerini geçindirebilir, ölçeği bir tık daha büyütürsek sosyal medya kullanan 1 milyarı aşkın kullanıcı Steemit ve benzeri platformlardan bunu yarı profesyönel bir işe dönüştürürse işsizlik oranı azalabilir ve küresel ekonomide ufuk ufak değişimlere sebep olabilir. Bu teknolojinin entegre edileceği alanlar çok fazla umarım günün sonunda La casa de papel dizisinde olduğu gibi sistemin sert tepkileri ile karşılaşmak yerine teknolojiye adapte olan tutumlar görürüz.
köstek olma çabası çok büyük bir oranla "korku" kaynaklı. iron man 1 filminde de geçtiği üzere maalesef teknoloji mevzu bahis olduğunda coğrafyamızın yumuşak karnı varlığını sürdürüyor. korkuyoruz çünkü anlayamıyoruz, anlamlandıramıyoruz. arkasında bir devlet olmadan bir finansal değerin var olabileceğine inancımız yok gibi. oysa ki hisse senetleri, tahviller, mevduatlar almış başını gitmiş. insanlar bazı ülkelerde emekli olabiliyor çünkü güzel yönetilen fonlar ve hisse senetleri ile çalışma ihtiyaçlarını yitirip sadece zevk için çalışır hale gelip bu sayede de ço daha verimli olabiliyorlar. bizde borsacılık ve bankacılık ise dolandırıcılık ile eş değer bir manada. şeffaflıktan uzak ve maalesef 90'lı yıllardan batan bankalarla ilgili acı hatıralarımız hala taze. fadıllar, ihlas holdingler ise cabası. finansal okuryazarlığımız kötü durumda ve bir diğer yumuşak karnımız ile ikisi bir araya geldiğinde ortaya bir felaket çıkıyor. anlamlandırmayı denemeden, içine girmeden fikir sahiplerinin kanaatleri ile hareket eden koca koca insanlar sayesinde olay biraz daha edgar allen poe hikayeciğine dönüşüveriyor. oysa ki kazın ayağının öyle olmadığı blockchain konusundaki dünyanın en saygın üniversitelerinin organize ettiği toplantılarla kendini aşikar ediyor. yine de blockchain'in yeni bir sosyal adalet anlayışı getireceğini, kapitalizmin sonu olacağı gibi öngörüleri fazla iyimser bulmakla birlikte özellikle "güven, şeffaflık ve finansal korunaklılık" hususlarında anlayışımızı değiştirecek. hafta sonu ve tatillerde çalışmayan siyasetçilerin iki dudağı arasındaki bankacılık sistemi ile dünyanın devam edemeyeceği kesin.
yakın zamanda kaçırdığımız akıllı cihaz devriminin peşine blockchain (zincir halkaları diyorum) kaçırmayız diye umuyorum.
Umarım kaçırmayız ama o vizyona henüz sahip değiliz ülke olarak, en azından bireysel olarak bizler bir yerlere gelelim de ileride öncülük ederiz diye düşünmekten başka bir şey gelmiyor elden şimdilik.
Bitcoinin dünyamıza kazandırdığı en önemli şey şüphesiz ki blockchain teknolojisidir. Blockchain bize bir değerin evrensel olabilmesi için devlet otoritesine yaslanmak zorunda olmadığını gösteren devrimsel bir paradigma değişimi esasında. Şimdiye kadar bir değerin (evrak, para, hak, mülkiyet, yeterlilik veya kimlik vb.) evrensel olarak geçerli olabilmesini sağlayan şey devlet otoritesi tarafından kabul edilmiş olmasıydı. Devlet fikri, sahip olduğumız şeyleri korumak ve heryerde geçerli kılmak için inşa ettiğimiz çok önemli ve gerekli bir toplum sözleşmesidir. İnsanlık bu ihtiyacı bu şekilde karşıladı. Ancak blockchain ile buna ihtiyaç duymadan da bir değeri dünyanın her yerinde geçerli kılmak mümkün olabiliyor. Blockchain tabanlı pasaport, tapu-sicil ve noterlik gibi işlemlerin gerçekleştirilmesi gündemde artık. İşte bu daha önce hiç görmediğimiz birşey. O nedenle de anlaşılması zor olabiliyor.
Bir diğer husus da kapilalist sistemin para sirkülasyonunu yöneterek hükmünü icra etmesi. Kriptopara ile mücadele etmesi mümkün görünmüyor ancak korkarım ki sisteme entegre etmek ve nemalanmanın yollarını aramakta. Korkmamız gereken şey bana göre kapitalist gibi düşünmek olmalı. Emek ve fayda temelinde değil rant ve çıkar temelinde bir ekonomi anlayışı kapitalizmi besliyor. Birey olarak herbirimiz emeği ve faydayı ön planda tutamazsak kriptoparalar da kapitslist sistemin bir aracı olabilir. Çünkü bu sistemi doğuran şey paranın icadı değil insanların kazanma hırsı ile hiçbir ahlaki ilkeyi gözetmemesi oldu.
Son olarak eline sağlık monomyth. Üzerinde fikir teatisi yapabildiğimiz bu kaliteli paylaşımın için teşekkürler.
Her teknoloji ilk başta reddedilir, kabullenilmez ama zamanla hayatın en mahrem yerlerine bile sızar. Dolar-Euro ekonomisi çökecek bir gün, tıpkı zamanında dünyanın en güçlü para birimi olan Bizans altını gibi veya Osmanlı sikkesi gibi. Her ekonomi çöker ve daha iyisi doğar, çünkü ekonomiler ülkelere ve politikalara bağlıdır. Fakat kripto paraları daimi kılacak olan bu kurala tabi olmayışları. Kripto paraların tüm ekonomiye entegrasyonu muhtemelen devletlerin pes edip bu sisteme kendilerini entegre etmesi ile olacak diye düşünüyorum. Fakat blockchain teknolojisi çok daha ileri noktalara gidecektir muhakkak. Ben teşekkür ederim yorumunuz için, güzel noktalara değinmişsiniz.
Rica ederim. Hayat bir devinim. Herşey yerini birbaşka şeye bırakacakrır muhakkak. Blockchain geridönülmez biçimde hayatımızı etkilemeye devam edecek haklısınız. Zenginlerin parayı yönetme gücünü elinden alacağını umuyorum ben de. Yorumunuz için teşekkür ederim.
geçtiğimiz hafta ben de dizinin ilk sezonunu 3 gün içerisinde bitirdim. oldukça sürükleyiciydi diyerek yorumuma başlıyorum :) farklı bir bakış açısı olmuş konuyu Cryptocurrency tarafına bağlamak... kripto paraların birçok insan ve ülke için fark yaratabileceğine ben de inanıyorum... sanırım yakın zamanda hepbirlikte gidişatı göreceğiz...
Gracias por compartir amigo, excelente contenido. Bendiciones para ti.